Bir milyonu aşkın öğrencinin Milli Eğitim Bakanlığı’nın belirlediği “nitelikli” liselere girmek için yarıştığı Liseye Geçiş Sınavı’nın (LGS) sonuçları, eğitimdeki eşitsizliği bir kez daha gözler önüne serdi. MEB’in, LGS’ye ilişkin hazırladığı değerlendirme raporuna göre, eğitim düzeyi yüksek olan ailelerin çocukları sınavdan ortalama 406 puan alırken eğitim düzeyi düşük ailelerin çocuklarının ortalama sınav puanı 278 oldu.
Birgün'den Mustafa Mert Bildircin'in haberine göre; MEB, LGS’ye giren öğrencilerin akademik performansları ile eğitim düzeyleri arasında ilişkiyi araştırdı. Ailenin eğitim düzeyinin öğrencilerin eğitim ve akademik gelişim açısından önemli kaynaklara ulaşmasını doğrudan etkilediğini belirten Bakanlık, sınava katılan öğrencilerin ailelerinin eğitim düzeyi ile sınav sonuçları arasında ilişki olduğunu belirledi.
Puan farkı 130
Eşitsizliği ortaya koyan rapora göre, anne eğitim düzeyi ilkokul olan öğrencilerin sınav puan ortalaması 278,89, lisansüstü olan öğrencilerin sınav puan ortalaması ise 406,75 olarak gerçekleşti. Anne eğitim düzeyi ilkokul olan öğrenciler ile lisansüstü olan öğrencilerin ortalama sınav puanı arasındaki farkın 127,86 olması dikkati çekti.
Babanın eğitim düzeyi ile öğrencinin merkezi sınavdaki başarısı arasındaki ilişkinin de doğru orantılı olduğu bildirildi. Baba eğitim düzeyi ilkokul olan öğrencilerin 271,73 ortalama sınav puanı, baba eğitim düzeyi lisansüstü olan öğrencilerde 402,10’a yükseldi.
Özellere avantaj sağladı
LGS’deki soruların boş bırakılma oranları da özellikle yabancı dil eğitimi alanında çalışan eğitimcilerin uyarılarının haklılığını ortaya koydu. Tüm alt testlerde boş bırakılma oranı 2018 yılındaki sınava göre düşerken yabancı dilde yüzde 7’ye yakın yükseldi. Eğitimciler, soruların yapısının ve zorluk derecesinin özel okul öğrencilerine avantaj sağladığını savundu.
YORUMLAR