Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) açıkladığı 2019 yılı yükseköğretim kontenjanlarının, bu yıl ilk kez, Yükseköğretim Eğitim Programları Danışma Kurulu üyelerinin ve özel sektör temsilcilerinin görüşleri alınarak hazırlanması, birçok kesimden tepki çekti. Ön lisans ve lisans düzeyindeki örgün eğitim programları için toplam 835 bin 66 kontenjan belirlenirken öğretmenlik programlarının kontenjanları geçen yıla oranla azaltıldı.
Birgun.net'ten Mustafa Mert Bildircin'in haberine göre; Eğitim Sen Yükseköğretim Sekreteri Özgür Bozdoğan, kontenjanların istihdam merkezli bakış açısıyla hazırlandığını belirterek “İnsan, doğa ve toplum yararına bilim üretmesi gereken akademi, bu yaklaşımla asıl işlevinden uzaklaşmıştır” dedi.
Kontenjan 1 milyon 7 bin 191
2019 yılında üniversite sınavına başvuran aday sayısı 2018 yılına göre 146 bin 704 kişi arttı. YÖK’ün, açıköğretim programları da dahil olmak üzere belirlediği toplam 1 milyon 7 bin 191 kişilik kontenjan ve sınava başvuran aday sayısı göz önüne alındığında başvuran her dört öğrenciden ortalama sadece biri lisans veya önlisans bölümlerine yerleşebilecek.
YÖK’ün kontenjan tablosuna göre, devlet üniversitelerinin ön lisans bölümleri için 288 bin 821, lisans bölümleri için 344 bin 368, özel yetenekle öğrenci alan bölümler için ise 25 bin 509 olmak üzere toplam 658 bin 698 kontenjan belirlendi. Vakıf üniversitelerine ayrılan kontenjan ise ön lisans için 74 bin 735, lisans için 81 bin 506, özel yetenek için ise 3 bin 842 olmak üzere toplam 160 bin 84 oldu. KKTC ve diğer yurt dışı üniversitelerine de toplam 16 bin 284 kontenjan verildi. Açıköğretim fakültelerine verilen 172 bin 125 kontenjanla birlikte tüm yükseköğretim programlarının kontenjanı 1 milyon 7 bin 191 oldu.
‘Piyasa için eleman üreten mekanizma’
Kontenjanların belirlenmesine ilişkin toplantının ana unsurunun istihdam olduğunun altını çizen Bozdoğan, “Bu durum, egemen anlayışın üniversite yaklaşımını açığa çıkarmaktadır” diye konuştu. Bozdoğan, iktidarın üniversiteye bakışının, “Piyasa için bilim ve eleman üreten mekanizma” olduğunu anlatarak “Bu kurumlar üniversite olmak yerine meslek yüksek okulu niteliğine sahip kurumlara dönüşmektedir” dedi.
Sorun daha da artacak
Kontenjanların çözüm üretmek yerine sorunları artıracağını savunan Bozdoğan, şunları söyledi: “Üniversite eğitimi talebinin yoğunluğunun sosyal ve ekonomik nedenlerini değerlendirmeden ve bunlara çözüm üretmeden, kontenjanları azaltmak sadece sorunu artırmak anlamına gelmektedir. Üniversite eğitimi almak için sınava başvuranların sayısını, akademik eğitim alma talebi olarak okumak ve bununla ilgili gerekli düzenlemeleri yapmak yerine kontenjanları azaltmak, sadece daha fazla sayıda genç işsiz yaratılmaya hizmet edecektir. Her ile üniversite açarak, yükseköğretimin piyasalaşması için atılan ciddi adımların, işsiz üniversite mezunu sayısında neden olduğu artıştan dolayı kontenjanları azaltmak kalıcı ve gerçekçi bir çözüm değil.”
YORUMLAR