İktidar bloğu içindeki gerilimler gün geçtikçe daha açık görülüyor. Erdoğan yönetiminin dar ekibine eleştirilerde bulunmak için fırsat kollayan eski Hazine ve Maliye Bakanı ve Erdoğan'ın damadı Berat Albayrak'a yakın Sabah grubunda son günlerde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'u hedef alan yazılar çıkmaya başladı.
Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör ve Akşam gazetesi yazarı Turgay Güler, AKP'nin iletişim ve propaganda konusunda muhalefet karşısında zayıf kaldığını, yaptıklarını anlatamadığını savunan yazılar yazdılar. Konunun doğrudan muhattabı ise Fahrettin Altun.
Sağlık durumu son günlerde tartışma konusu olunca Fahrettin Altun, İbrahim Kalın, Mustafa Varank gibi isimler Erdoğan'ın spor yaparkenki video ve fotoğraflarını paylaşmışlardı. Ancak böyle bir savunma çabası ve Erdoğan'ın görüntülerdeki hali tersi bir sonuç doğurdu, şüpheleri güçlendirdi. Bir süre önce Erdoğan'ın bir videoda uyuklaması tartışma yaratmıştı.
Son günlerde batı basınında Erdoğan'ın sağlık durumunun iyi olmadığı ve iktidar bloğu içinde "yerine kimin geçeceği" tartışmalarının başladığı biliniyor. Bu atmosferde Berat Albayrak'a yakın medyadan çıkan sesler daha ilginç bir hal alıyor.
Akşam gazetesi yazarı Turgay Güler "Algıya yenilmek" başlıklı yazısında "AKP'nin kalesinin boş" olduğunu belirterek şöyle yazdı:
"Sorunu net bir şekilde teşhis edip ortaya koymanın vaktidir sanıyorum. Zira Ak Parti artık kafasını kumdan çıkarmalı! Her gün hatta her saat 'algı operasyonuna' maruz kalıyor. Dahasını söyleyeyim; kaleyi boş gördüler 7/24 abanıyorlar. Hem de dalga geçer gibi!. Böylesi hayati bir karşılaşmada Kaptan Erdoğan'ın kaleye ivedi bir çözüm bulması gerekiyor."
Geçtiğimiz günlerde Sabah gazetesindeki köşesinde bir yazı kaleme alan Dilek Güngör de "İletişimde algı ve aktarma modelinde sıkıntı var" diye yazmış ve şu ifadeleri kullanmıştı:
"Çok tuhaf değil mi? Hükümet mi yaptıklarını anlatamıyor, muhalifler mi algı oluşturmayı daha iyi beceriyor bilemedim. Ancak şu bir gerçek ki… İletişimde algı ve aktarma modelinde sıkıntı var. İletişim, algıyı yönetmek, davranış biçimleri oluşturmak ve hedefe ulaşmak için bir araç değil mi? O halde, kitlenin zihninde yer edecek, onların algısını etkileyecek faaliyetlerde bulunmak gerekmez mi? Ya da muhalefetin oluşturduğu algı insanlar tarafından gerçek olarak kabul edilmeden müdahale etmek?Maalesef, iktidar, bu kadar hizmete ve devasa projeye rağmen kendi tabanında dahi motivasyonu sağlayamıyor. Söylem üstünlüğü kuramıyor. Yaptıklarını tam olarak kitlelere anlatamıyor."
YORUMLAR