CHP’yi kim yönetiyor? Ya da Sayın Kılıçdaroğlu, aldığı kararlarda kiminle veya kimlerle istişare ediyor?
Çok ilginç şeyler oluyor, çok..!
Bir çok örnek verilebilir ama sadece iki örnekle yetinelim.
“PROTOKOL VAR” MI DİYEN DAVUTOĞLU’NA, ÖNCE “YOK”, SONRA “BAKTIM VARMIŞ” DİYEN KILIÇDAROĞLU
Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalınca, Kılıçdaroğlu, soluğu Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın yanında aldı.
Seçim sonrası Özdağ bir protokolden söz etti. MİT, İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı pazarlığı yapıldığı ortaya çıktı. Hem de protokole yazılıp imza altına alındığı da..!
Önce CHP Parti Sözcüsü Öztrak yalanladı. Ardından Öztrak’ı Kılıçdaroğlu. Öztrak, “Yok öyle bir protokol” dedi. Kılıçdaroğlu, “Var öyle bir protokol. Benden başka kimsenin haberi yok” dedi.
Ardından, 6’lı masada ortağı olan Davutoğlu konuştu. “Sordum, ‘yok’ dedi, sonra döndü, ‘Baktım varmış’ dedi. Üzüldüm!”
Bütün bunlar medya önünde oldu biliyorsunuz.
Kemal Kılıçdaroğlu, ikinci turda desteklemesi şartı ile Ümit Özdağ’a imzalı taahhütte bulunmuş ama bunu ne partisinden birileri ne de masanın ortakları bilmiyor.
Dahası, Kemal Bey bile bilmiyor, iyi mi..!
Çünkü önce “Yok” diyor, sonra “Baktım varmış” diyor Davutoğlu’na!
KENDİNE HAKARET EDENİ, DANIŞMAN YAPTI
İkinci örnek daha güncel. Kılıçdaroğlu kendisine başörtülü bir danışman atıyor! Başörtülü olması bir meziyet mi bilmiyorum. Ama kadın danışmanın eskiden Ak Parti ile ilişkide olması ve “içeriden bilgi” vereceği umuduyla, ataması yapılıyor.
Alel acele yapılan atamadan sonra ortaya çıkıyor ki CHP Genel Başkanı danışmanı, meğerse CHP Genel Başkanı’na ağıza alınmayacak hakaretler yapmış zamanında. Yetinmemiş, CHP’ye, Mustafa Kemal Atatürk’e de söylemediği laf kalmamış hanımefendinin!
Çarşı karışınca, Kılıçdaroğlu’nun bir başka danışmanı Eren Ermiş, “Yok böyle bir atama” diye yalanlama cihetine gitti. Ardından Kemal Bey’in ıslak imzalı atama yazısı ortaya çıkınca, “Haziran ayında tüm danışmanların görevleri sona erdi” açıklaması yapıldı; CHP’den, zevahiri kurtarmak için.
Ama, mızrak çuvala sığacak gibi değil…
Ve Kemal Bey konuştu, “Araştıracak zamanım yoktu. Atadım..!”
Vah ki vah..!
CHP Genel Başkanı, kendisine hakaret eden, CHP’lilere ve kurucu iradeye söz söyleyen bir kadını danışman olarak atıyor ve “Araştırmadım” diye savunma yaparak konuyu kapatmaya çalışıyor.
KILIÇDAROĞLU’NU KİM YÖNETİYOR?
Şimdi soru şu:
Kılıçdaroğlu’nu kim bu kadar boşa düşürüyor!
Ümit Özdağ ile yapılan protokolü kim hazırladı, kim “okumasına fırsat vermeden” Kılıçdaroğlu’na imzalattı?
CHP’ye, liderine, cumhuriyet değerlerine hakaret eden bir kadın Kılıçdaroğlu tarafından danışman atandı.
Kılıçdaroğlu’na o kadını kim tavsiye etti, atama yazısını kim yazdı? Kılıçdaroğlu’nu bilgilendirmeden masasına kim koydu, kim imza sürecini takip etti?
CHP’de olup biteni izlerken, “Allah memleketi korumuş” diye düşünüyor insanlar.
Biz bir cümle daha kuralım… CHP’de olup bitenleri Türkiye genel siyasetine teşmil edilse diye düşününce insanın dengesi bozuluyor!
Sahi siz son olaydan sonra irkilmediniz mi?
YORUMLAR