Erdem Nur CENGİZ

Erdem Nur CENGİZ

Erdem'in Heybesi - [email protected]

"Normalleşme" değil, karanlığı "Normalleştirme" (!)..

03 Ekim 2017 - 23:26 - Güncelleme: 04 Ekim 2017 - 00:13

Mayıs 2013’de ‘normalleşme’ üzerine ironi içeren bir yazı yazmıştım. Malum o yıl, iktidar gemi iyice azıya almış, bugünün üzerimize çöken karabasanının gizil şifreleri o dönem yazılmıştı bilinçaltımıza…

 

Kimimiz farkında ve yüksek sesle uyarırken, kimimiz ise yapay bir iyimserlikle, mazeretler üretmekteydi yaşananlara… Ve her yeni uygulama -onlara göre “normalleşme” bize göre “köleleştirme”- ile;  hakkın, hukukun, laikliğin, sosyal devletin, eğitimin, demokrasinin ırzına geçiliyordu durmaksızın.

 

Bugün zirve (!)ye az kaldığının sinyalini veriyor “milli”si çarıklı “ulema”nın hizmetine verilen eğitim sistemimiz. Yıllardır bilinçle etkisizleştirdiler, çarptılar, böldüler, sonunda da hiçleştirdiler. Günü kurtarma telaşındaki çoklar kendilerini ve zihinleri henüz kirletilmemiş masum yavrularını akıntıya bıraktılar. Bizlerin cılız ses ve eylemleri de, zamane bilmişlerinin muktedirin yapay gündemlerine takılı tatavaları arasında boğuldu.

 

Yapa boza çürüttüler koca bir ulusun bekasının temel taşlarından biri olan eğitim sistemini. 15 yılda 6 bakan ve her yeni bakanla sistem yenilemesi adı altında sistem yozlaşması!

 

Ne idüğü belirsiz dinci vakıflarla, iktidardan nemalanan derneklerle imzalanan protokollerle dinci, mezhepçi bir sisteme yelken açıldı ve laik eğitim can çekişir hale geldi. Dini referanslara göre biçimlendirilmeye çalışılan, kin ve intikam duygularıyla beyinleri yıkanmaya aday masum çocuklarımızla bu ucube sistem acıklı bir tablo oluşturuyorlar geleceğimize dair.

 

Karanlık bir amaç uğruna saçma sapan bahanelerle öğrenciler, neredeyse zorla imam hatip liselerine yönlendiriliyor. Başarıları gururumuz olan nice tarihi, köklü okul hedef alınıp, sıradanlaştırılmak isteniyor vs. Kısacası eğitimdeki bilinçli körleşmenin sonucu kalite kaybı, nitelikli insan yetiştirme idealini yerle yeksan ediyor.

 

Durum böyleyken örgün eğitim gören 17 milyon öğrencinin velilerinden nasıl oluyor da cılız bir itiraz yükseliyor? Veli derneklerinin basın açıklamalarına katılım niçin iki elin parmaklarını geçmeyen sayıda oluyor? TEOG yerine,  kodamanların çocuklarına torpilin yolunu açacak açık uçlu soru gibi uygulamaların getirileceği konuşulurken,  birkaç sivil toplum örgütünün itirazları dışında kalan yaygın umursamazlığa makul bir açıklamada bulunmak mümkün mü?

 

Yaratılan kaosa teslim, edilgen bir toplum yok olmaya mahkûmdur. Aklımızı başımıza almamız ve okumuş cahillerden oluşan bir güruhun geleceğimizi karartma, karanlığı normalleştirme (!)  çabasına tüm demokratik haklarımızı işleterek daha güçlü ve ısrarlı “dur!” dememiz gerekiyor.

 

Bu yazı 2115 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar