Kılıçdaroğlu'ndan Soyer'e '100'üncü yıl' övgüsü: "İktisat kongresi ile önümüzdeki yüzyılı planlayacağız!"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir’de iş insanları ile bir araya gelerek sorularını yanıtladı.

10 Eylül 2022 - 12:52

Gerçek Haberci'nin haberine göre Batı Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Derneği (BASİFED), CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile bir araya geldi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel’in yanı sıra CHP İzmir Milletvekilleri de katılım sağladı. İki bölümden oluşan toplantının açılış konuşmaları basına açık olurken ikinci bölümü kapsayan soru-cevap basına kapalı olarak gerçekleştirildi. BASİFED Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kasalı’nın ekonomik değerlendirmesinin ardından CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, iş insanlarına soru-cevap bölümünde  ‘Aklınıza gelen her soruyu sorun, illa ekonomi şart değil” dedi. Kılıçdaroğlu, dün İBB tarafından 9 Eylül İzmir’in kurtuluşunun 100’üncü yılına özel hazırlanan programa övgü yağdırdı. İzmir İktisat Kongresi ile ilgili de konuşan Kılıçdaroğlu, “Bugünden itibaren başlayarak iktisat kongresi çalışmalarını başlatarak dünyanın ne önemli iktisatçılarını bir araya toplayacağız ve sadece önümüzdeki yıları değil, bir sonraki yüzyılın da planlayacağız” diye konuştu.
“Önümüzdeki yüzyılı planlayacağız”
Daha güçlü bir Türkiye, üniversiteleri ile büyüten, bütün enerjisini ülkenin kalkınması için harcayan bir ülke yaratacaklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Sizden tek istediğimiz var sakın karamsar olmayın. Kocatepe’ye çıktığımda nende karamsar olmamız gerektiğini bir kez daha anladım. Sıradan insanlar değildi. Onlar verdikleri mücadelenin ekonomik kalkınmanda geçtiğin biliyordu. Uzun uzun konuşmayacağım çünkü as olan sizlerin soracağı sorular. Aklınıza gelen her soruyu sorun. İlla ekonomi olması şart değil. Bir şeyden emin olun, her sorunuza büyük samimiyet ile cevap vereceğim. Bu toplantı sıradan bir toplantı değil. Bu toplantı sizin için ne kadar değerli bilmiyorum ancak bizim için çok değerli. İzmir sıradan bir kent değil. Kuruluş ve kurtuluşun kenti ama bir de ilk iktisat kongresinin kurulduğu kent. Bugünden itibaren başlayarak iktisat kongresi çalışmalarını başlatarak dünyanın ne önemli iktisatçılarını bir araya toplayacağız ve sadece önümüzdeki yıları değil, bir sonraki yüzyılın da planlayacağız” ifadelerini kullandı.
Soyer, “İzmir, Anadolu’ya umut verecek”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ise dün yapılan 9 Eylül organizasyonuna işaret ederek, “Organizasyonu yapmamızın temel nedeni bir anlamda umutları tazelemek ve hafızaları yenilemek. Hafıza hız çağrıda çok hızlı kayboluyor. Doğadaki gibi tüm İzmir’de muazzam bir enerji patlaması yaşadı. İzmir yine İzmirliğini yaptı. Bugünde İzmir İzmirliliğini yapacak. Kasalı olağanüstü organizasyon ile iş dünyasının tüm temsilcileri bir araya getirdi. Bu toplantıdan da İzmir’e Türkiye’ye umut çıkacağını biliyorum. İzmir yine İzmirliliğini yapacak ve Anadolu’ya, Türkiye’ye umut verecek. Genel başkanımıza çok teşekkür ediyorum. Dün partinin kuruluş yıl dönümü, Anıtkabir töreni ve birçok programı oldu için 100’üncü yıl kutlamalarımızda bizlerin yanında oldu” dedi.
“Dış ticaret açığımız yüzde 150 artmış”
Kritik bir süreçten geçildiğini dile getiren Kasalı, “Ancak bu kritik sözcüğü adeta günlük yaşamın sıradan bir ifadesi haline geldi. Bu süreçte iş dünyası için en önemli husus nasıl bir ortamdayız, nereye gidiyoruz ve bizi neler bekliyor sorularının yanıtı. Yani sağlıklı ve gerçekçi bir durum tespiti. Bir kriz yaşıyorsak ki yaşıyoruz, bunun hangi evresindeyiz, bir sonraki aşama ne olacak ve ne tür önlemlerimiz var, ne kadar hasarla atlatacağız ve daha da önemlisi atlatabilecek miyiz? Kısa bir durum tespiti yapalım: Hane halklarının enflasyon kaynaklı gelir kaybı her geçen gün artıyor ve insanlar çaresizlik içinde fakirlik ve açlık sınırına doğru hızla savruluyorlar. Artan üretim maliyetleri üreticiyi fiyat baskısı ile karşı karşıya getiriyor ve şirketler ayakta kalmak için ne tür stratejiler geliştirmeleri gerektiğine kolay karar veremiyorlar. Neticede talep azalıyor, kalite düşüyor, üretim yavaşlıyor ve satamıyoruz, ihracatımız gerekli ivmeyi yakalayamıyor. Sonuç? Geçen sene ile karşılaştırıldığında dış ticaret açığımız yüzde 150 artmış durumda” dedi.
Kasalı, ‘Enflasyon sebep, faiz sonuçtur’ tespitine dayalı ekonomik model etkin olmadığına ve başka bir krize sebep verdiğini dile getirerek, “Ve hem kuru hem de piyasa faizini patlatan bir krize dönüşmüştür. Kurları kontrol etmek için yapılan her hamle bir başka sorunu beraberinde getirmiştir. Hızla tırmanan kurların düşürülmesi için şu an uygulamada olan bu program elimizde kalan en önemli koz olan sağlam bütçeyi de vurmuş durumda. Görülüyor ki bu programın maliyeti bütçeden karşılanacak. Bunların bir yandan bütçe giderlerini arttırırken bütçe gelirlerini de düşürecek hamleler olduğu aşikârdır. Bu yaklaşım muhtemelen yeni ekonomi modelinin bir stratejisi olabilir. Ancak, bu noktada bütçenin çok iyi anlatılması ve anlaşılması gerektiğini de bu vesileyle vurgulayalım. İkiz açık sarmalı yani hem dış açık hem de iç açık vermek girilmesi kolay, çıkılması zor bir sarmaldır” diye konuştu.
“Belirsizlik ve korku ortamı enflasyonu tetikledi”
Hesaplamalara dayalı ciddi tasarruf tedbirleri açıklanması gerektiğine ve gerekçeleri ile anlatılması gerektiğini söyleyen Kasalı, “Maalesef bugüne kadar buna tanık olamadık. Tüm bu talihsiz gelişmeler olurken küresel enflasyon ve resesyon ortamı kırılgan durumda olan ekonomiyi iç ve dış şoklara daha da açık hale getirdi. Küresel düzeyde emtia fiyatlarında yaşanan artış ve arz sıkıntıları ciddi bir enflasyon yaratmış, neticede ortaya çıkan belirsizlik ve korku ortamı enflasyonu tetiklemiş ve bu belirsizlik maliyetlere ve fiyatlara yansımıştır. Bu noktada Merkez Bankası sürekli şikayet halinde ve kontrol edemediğimiz unsurlar var diyerek durumu izah etmeye çalışıyor. Oysa bu durumlar da Merkez Bankası’ndan kontrol edebildiği ve edemediği enflasyon kalemlerine dair detaylı açıklamalar yaparak enflasyonu nasıl kontrol edebileceğini söylemesi beklenir. Maalesef son üç dönemdir temennilerle ve ucu açık açıklamalarla geçiştirilen enflasyon raporları ile karşılaşıyoruz. Merkez Bankası’nın, enflasyonda benim kontrolümde olmayan unsurlar var mazereti ya da iması olamaz. Eğer böyle bir durum söz konusu ise bunları net olarak açıklamalı bu unsurlar nelerdir, enflasyonun ne kadarını oluşturuyor, şeffaf bir şekilde kamuoyunu bilgilendirmesi gerekir” ifadelerini kullandı.
“Kurumsal zafiyet yabancı yatırımları azalttı”
‘Enerji ve emtia fiyatları artmaya devam ederse bir hiper-enflasyona mı gideceğiz?’ sorusunu yönelten Kasalı, şunları söyledi:
“Bunun için elde ne tür senaryolar ve önlem plânları vardır? Bunlar mutlaka kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Sayın başkan, değerli konuklar, Giderek açığı büyüyen bir bütçe ile karşı karşıyayız. Bunun anlamı daha çok borçlanma ihtiyacı demek. Asıl mesele ise bu borçlanmanın nasıl gerçekleştirileceği yani piyasa faizlerini yükseltmeden nasıl borçlanılacağı? Bu dönemde ülkemizin birinci önceliği her ne kadar enflasyon ve cari açık sorunu gibi görünse de asıl problem kaynak kullanımındaki eksiklikler ve verimsizliğin yüksek noktada olması ve tabii ki hukuk sisteminin yarattığı handikaplardır. Türkiye bilindiği gibi yabancı sermaye girişine son derece ihtiyacı olan bir dönem yaşıyor. Basın yoluyla haberdar olduğumuz, saygın kurumlarımızın itibarını zedeleyen yolsuzluk haberleri, bürokrasideki liyakatsizlikler ve benzer birçok sebeple kurumların zafiyet göstermesi neticesinde borsadan yabancı çıkışları hızlanmış, yabancı yatırımlar azalmıştır. Bu kurumsal zafiyet yani kurumsal güçsüzlük konusuna yabancı bir derecelendirme kuruluşu olan FITCH’in iki sene önce rating notumuzu düşürürken en önemli gerekçeler arasında yer verdiğini de hatırlatmak isterim. Yine uygulanan ve Türkiye ekonomik modeli adı verilen model ki bunun içeriği hakkında çok fazla bilgiye sahip değiliz- nasıl bir modeldir bilemiyoruz. Uygulanan politikalar günü haftayı kurtarmaya yönelik olmamalı geleceği tasarlayabilmeye imkân vermelidir.”
“Ciddi parite zararları yaşıyoruz”
Kasalı, TÜİK tarafından açıklanan enflasyon oranlarına dikkat çekerek, “Yüzde 80'lere işaret etse de yapılan farklı teknik hesaplamalar ve realite çok daha farklı rakamlara işaret etmekte. Vatandaşın enflasyon hesabı kira, eğitim, barınma, sağlık ve çok elzem olan beslenme ile elektrik su ve ısınma giderlerinden oluşan bir sepete dayanıyor. Bu sepete göre enflasyon yüzde 100’ün bile çok üzerinde olduğu aşikârdır. Dış ticaretimiz ise günü kurtarma politikalarının bir parçası olamayacak kadar önemli ve karmaşık bir süreçtir. Üreticiyi ve tüm ekonomik düzeni etkileyen baş aktör olan ticaretimiz de maalesef olumsuz sinyaller vermeye başladı, bir numaralı ticaret ortağımız Avrupa Birliği ciddi bir durgunluk dönemine giriyor ve bu gidişattan olumsuz etkilenmememiz kaçınılmaz. Kısaca ifade etmek gerekirse ihracatımızın büyük kısmı Euro ithalatımızın da büyük kısmı ise ABD Doları üzerinden. Euro’nun değer kaybetmesi ve doların değer kazanması ile beraber ciddi parite zararları yaşamaya başladık” açıklamasını yaptı.
“Belirsizlik işlerin durmasına bile neden olabilir”
Avrupa Birliği’nin tasarruf önlemleri ve üretimi kısması Türkiye’yi çok kötü etkileyeceğini vurgulayan Kasalı, “Bu noktada acilen kalıcı ve sürdürülebilir önlemler alınması gerekmektedir. Türk lirasına olan güveni oluşturmak kadar sürdürmek de önemlidir. Bu çerçevede başvurulan dövize endeksli borçlanma büyük sıkıntı yaratma potansiyeline sahiptir. Hükümet tarafından ani açıklamalar yapıp, ardından piyasanın ve piyasa oyuncularının henüz yerine oturmayan ve etki analizi yapılmamış yasal düzenlemelere ve olası değişiklik beklentilerine göre hareket etmelerini istemek durumu daha da kötüleştirmek demektir. Neticede bireyler, kurumlar ve piyasa sürpriz açıklamalardan pek hoşlanmaz. Açıklanacak bir plân varsa tüm altyapısı tamamlanmalı ve eş anlı olarak kamuoyuna anlatılmalı ki program anlaşılsın ve sahiplenilsin. Aksi takdirde bu belirsizlik ve karmaşa dönemleri ekonominin, işlerin yavaşlamasına hatta durmasına bile neden olabilir” dedi.
“Bilgi kirliği ve algı operasyonlarına son verilmeli”
Kasalı, çözümün dijitalleşme, platform ekonomisi, veriye ve analizlerle desteklenen öngörülere dayanan esnek bir ekonomik program ve tutarlı bir dış politikadan geçtiğini dile getirerek, “Ülkemizin kaynaklarının ve zenginliklerinin daha fazla heba edilmeden, israfa, kayırmacılığa, yolsuzluklara meydan vermeden, hukukun üstünlüğünü esas alan bir yapıya geçmek için bundan daha elverişli bir dönem olamaz. Bilgi kirliliğine, algı operasyonlarına acilen son verilmelidir. Ani bir manevra hepimizi sarsabilir ama kaçınılmazdır. Yapay zekâ ve 5G alanlarını es geçmememiz gerekiyor. Bu iki unsura dayalı ekonomi hiç şüphesiz süper güçler arasında yerini alacaktır. İkinci Dünya Savaşı’nda harap olan Almanya’nın ekonomik mucizesinin nasıl başarıldığına ilişkin olarak dönemi Maliye Bakanı Ludwig Erhard’a sorulan soruya ‘ekonomide mucize yoktur, doğru yolda çalışma, çaba vardır’ yanıtı ile sözlerimi noktalıyorum” diye konuştu.

Bu haber 219 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Erdoğan'ın ABD ziyareti: Beyaz Saray 'yorumsuz', kulisler 'ümitli'
Erdoğan'ın ABD ziyareti: Beyaz Saray 'yorumsuz', kulisler 'ümitli'
İsias Oteli davasında ikinci duruşma: Aileler 'olası kasttan' yargılama istiyor
İsias Oteli davasında ikinci duruşma: Aileler 'olası kasttan'...

AZRAİLLE DANS Film Fragmanımız Yayında. 25 Mayısta vizyona girecek olan filmimize 7 den 70 e herkesi bekliyoruz. www.azrailledansfilm.com @pelinsinan @tugbaozay10 @sinanbengier @yukselti @gaziseker @estrellacasado @gokhanoguztimurofficial #movie #movies #film #tv #camera #cinema #fact #didyouknow #moviefacts #cinematography #screenplay #director #actor #actress #act #acting #movienight #hollywood #netflix #heartsonfire #rockyiv #scarymovie #pamelaanderson #jennymccarthy #davidzucker #blonde #thering #nosleep #arielwinter #celebrity

Azraille Dans (@azrailledansfilm)'in paylaştığı bir gönderi ()