Türkiye Komünist Partisi İstanbul İl Örgütü, Beyoğlu'nda bulunan Sosyal Güvenlik Kurumu İstanbul İl Müdürlüğü önünde yaptığı basın açıklamasıyla, geçen yıl başlattığı "Çocuk işçilik suçtur, yasaklanmalıdır" çalışmasını yeni yılda da kararlılıkla sürdüreceğini ilan etti.
İktidarın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı eliyle 2018 yılını "Çocuk işçilikle mücadele yılı" ilan etmesinin ikiyüzlülük olarak nitelendirildiği basın açıklamasında, "Çocuk katili sermaye düzeni", "Düzeniniz batsın çocuklar yaşasın", "İnsanca bir yaşam sosyalizmde" sloganları atıldı.
Açıklamanın tam metni şöyle:
"Basına ve kamuoyuna,
2018 yılına gireli sayılı günler oldu. Sermaye düzeninin ve onun ülkemizdeki temsilcisi AKP’nin emek düşmanı politikaları tüm hızıyla devam ediyor. Yoksulluk sınırının 5 bin TL’yi, açlık sınırının 1600 TL’yi aştığı ülkemizde; işçi sınıfına reva görülen miktar açlık sınırının altındadır. İşçi sınıfına 'açlıktan ölmeniz umrumda değil' diyen iktidar, 2018 yılını çocuk işçiliği ile mücadele yılı ilan etmiş!
İnsanları açlık tehdidi ile yaşamaya mahkum eden ve emekçileri çoluk çocuk demeden yaşamak için çalışmak zorunda bırakan düzeninizi teşhir ediyoruz, hesaplaşıyoruz.
Yoksulluk, sömürü yaş ayrımı yapmadan çocuklarımıza saldırıyor.
Bilinçli denetimsizlik, kâr hırsıyla sömürüye göz yumulması, 4+4+4 ile birlikte başlayan gerici dönüşümler; çocuk işçiliğinin başlıca nedenidir. Bu tabloyu yaratanlar; çocuk işçiliği ile ‘mücadele ediyoruz’ diyemez!
Ülkemizde; işsizliği, yoksulluğu, kayıt dışılığı, eğitimin gericileşmesini ve piyasaya terk edilmesini, iş cinayetlerini, sömürü düzenini, sermaye diktatörlüğünü görmeden çocuk işçiliği ile mücadele ilan etmek ikiyüzlülüktür.
Çocukların köle gibi çalıştırılmasını gündemine aldığını iddia eden hükümete ve çocuk işçilerin hayatlarını gündeme getirdiğini düşünen sermaye sınıfı temsilcilerine, Sabancılara, Koçlara ve Türkiye kamuoyuna bugün içinde bulunduğumuz fotoğrafı kısaca özetleyelim.
Dünyada 168 milyon, Türkiye'de resmi rakamlara göre yaklaşık 800 bin, gerçekte ise 2 milyon çocuk zorla çalıştırılıyor!
2 milyon çocuğun sokakta, atölyede, tarlada, sanayide, kafede, mağazada çalıştığı bir ülkede artık hepimizin görmeye alıştığı bir tablo bu. Hemen hepimiz gündelik hayatımızda çocuk emeği ile üretilen ürünler kullanıyoruz.
Çocuk emeği her yerde!
Evinize sipariş ettiğiniz yemeği ehliyetsiz bir şekilde motorlar ile getiren, markette poşetlerinize “yardımcı” olan, kuaförde ceketinizi tutan, evinize gelen ustanın eşyalarını taşıyan, alışveriş yaptığınız pazar tezgahının “limonlardan sorumlu” kişisi, kağıt atık toplama işçisi...
Çukurova’da pamuk, İç Anadolu’da soğan ve patates, Karadeniz’de fındık ve ülke genelinde mercimek, nohut, buğday çocukların da emeği ile toplanıyor.
Tekstilde ortacı, inşaatta yardımcı ve aklımıza gelebilecek her meslekte çırak!
Aile bütçesine katkı, çocukluktan meslek öğrensin, askerlik için harçlığını çıkarsın, çeyizine destek olsun fena mı diye meşrulaştırılan çocuk emeğini sömürmek, onların umutlarına ve hayatlarına mal oluyor. Yetişkinler ile aynı koşullarda çalıştıkları için onlar kadar 'iş kazasına' maruz kalıyorlar.
Çalışma Bakanlığı verilerine göre 2002-2014 yılları arasında 12 yıl içerisinde 127 çocuğun çalışırken yaşamını yitirdiğini söylerken, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre son bir yılda 60 ve geçtiğimiz 5 yılda 300’e yakın çocuk iş cinayetinde katledildi. Rakamlarda yalan söyleyen, çarpıtan bakanlığın çocuk işçilik ile mücadele edeceğini elbette düşünmüyoruz.
Peki; Bakanlık ve hükümet 2018 yılını bu şekilde adlandırabilmek ve bu ikiyüzlülüğü ülkemizde ve dünyada anlatmak için yalnız mı? Kesinlikle hayır!
AB bir yandan bakanlığın yaptığı sözde projelere ve bunun taşeronu olan bazı sivil toplum örgütlerine milyarlarca ödenek ayırmakta, Türkiye’nin bu konudaki sicilini aklamakta ve yaptıkları çalışmalara olumlu bakmaktadır. Bunu yaparken ülkemize dayattığı ekonomik reformlar ile ülke tarımını ve sanayi üretimini çökerten, dışa bağımlılaştırılan politikalar nedeniyle ucuz emek için göçmenlere ve çocuklara göz dikilmiştir. AB ile Türkiye arasında imzalan mültecilerin geri kabul anlaşması nedeniyle göçmen çocuklar tarım ve sanayide çalışmak zorunda bırakılmıştır. Ayrıca iş cinayetlerinde katledilen çocukların neredeyse tamamının tarım, sanayi ve hizmet kollarında olduğu vurgulanmalıdır.
Çocuklarımız üzerindeki bu kuşatmayı oluşturan başlıca sebeplerden birinin de eğitimde yapılan gerici dönüşüm olduğu unutulmamalıdır. Meslek lisesi, memleket meselesi diyenler:
Meslek liselerinde öğrenci iken staj adı altında; belki okuldan sonra işe alınırım umuduyla saatlerce çalıştırılan öğrencilere, ucuz iş gücü olarak bakılmaktadır.
Bütün okulların gericileştirilmesi için her tarafta zorla imam hatip okulları açılmakta veya var olan okullar imam hatip okullarına dönüştürülmektedir. Bu okullara gitmek istemeyen öğrenciler örgün eğitimin dışına düşmekte, dışardan okumaya mecbur bırakılmaktadır. Bu durumda kalan çocukların tamamı zamanla mecburen işçileşmektedir. Laik eğitimi ortadan kaldıranların çocuk işçiliği konusunda söz söylemeye hakkı yoktur. Çocuk işçiliği ile mücadelede ülkemizin aydınlık geleceği ve laik eğitim mücadelesi verenler tek ve biricik söz sahibidir.
Bu sorun sadece ülkemizin düzeninin bozuk olmasından mı kaynaklanıyor? Hayır!
Birleşmiş Milletler verilerine göre dünyada yaklaşık 168 milyon çocuk çalışmak zorunda kalıyor. Çocuk işçiliğinin yaygın olduğu ülkelerin başında Kongo geliyor. Kongo'nun güneyindeki madenlerde yaklaşık 40 bin çocuk çalışıyor. Bu çocukların günde 1 veya 2 Amerikan Doları kazanması için bazen 24 saate kadar varan süre boyunca madende çalışması gerekiyor.
Marks and Spencer, Asos, Zara ve Mango gibi dünyaca ünlü markaların ürünlerinin üretiminde Türkiye'deki Suriyeli mülteci çocukların çalıştırıldıkları geçtiğimiz günlerde ortaya çıktı.
Ülkelerine doldurulan, küresel sermaye ve AKP tarafından finanse edilen cihatçı teröristler yüzünden Türkiye’de hayatta kalmak için mendil sattırılan, dilendirilen ve bahsettiğimiz firmaların anlaştığı atölyelerde çalışmak zorunda bırakılan çocuklar...
Bütün bunlar ülkemizde, dünyada, hepimizin gözü önünde yaşanırken 'çocuk işçiliği ile mücadele etmek' iddiasıyla ortaya çıkanları, Türkiye işçi sınıfı adına uyarıyoruz!
Yalanlarınıza karnımız tok!
İnşaatlarda, tarımda ve sanayide her yıl çocuklar iş cinayetlerine kurban giderken ülkemizin, dünyamızın ve geleceğimizin; sizin göstermelik kampanyalarınıza teslim edilmeyeceğini buradan ifade ediyoruz.
Çocuklarımızın hak ettikleri eğitim, sağlık ve sosyal haklarını koruyacağımızı, bunları sermayenin kâr hırsına teslim etmeyeceğimizi ilan ediyoruz.
Mahallelerimizde, sokaklarımızda, atölyelerde, fabrikalarda, tarlalarda ve meslek liselerinde karşınıza dikileceğimizi; çocuklarımızın emeğinin sömürülmesine izin vermeyeceğimizi, takip, teşhir ve mücadele edeceğimizi açıkça ilan ediyoruz.
'Gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan', hepimizin eşit, özgür olacağı; çocuklarımızın mutlu ve aydınlık bakışlı olacağı bir ülkeyi kuracağımıza söz veriyoruz.
Yaşasın ülkemizin eşit, özgür ve aydınlık geleceği!"
YORUMLAR