Eminönü’nden Adalar’a giden vapurda simit sattığı için kazan dairesine götürüp 16 yaşındaki bir çocuğu döven ve Kadıköy metrosunda çellist Gülşah Erol’a saldıran özel güvenlikleri hatırlatan Toker şöyle devam etti: “Özel güvenlik şirketi çalışanlarının şiddeti yaygınlaşırken sergilenen ‘rahatlık’ ise dikkat çekicidir. Bu rahatlıkta, şirketlere mali kaynağı da sağlayan merkezi/yerel siyasetçi-bürokrat yönetenlerin payı büyüktür.”
Maliye’nin açıkladığı bütçe rakamlarından derlediği bilgileri aktaran Toker, 2009’a dek, bütçe harcamalarında ‘özel güvenlik’ diye bir kalem olmadığını yazdı.
Toker şöyle devam etti: “Ne zaman ki, yüksek yüksek, büyük büyük kamu binaları artarak çeşitlendi ve buna ek olarak ‘devlet’, bu binalarda düzeni ve asayişi sağlayacak kamu görevlileri yerine, iktidar partisine yakın şirketlerden hizmet almanın daha ‘ucuz’ ve epeyi avantajlı olduğunu gördü, o tarihten itibaren ‘özel güvenlik hizmet’ alımı bütçede yer almaya başladı. İhaleler yoluyla tabii.”
Bu yılın yedi aylık harcamalarına bakarak, ‘özel güvenlik’ harcamasının yıl sonu bütçesinde 2 milyar liranın üzerine çıkacağının öngörüldüğünü yazan Toker, bu hesapla AKP hükümetinin dokuz yıllık özel güvenlik harcama bilançosunun en az 7 milyar lira olarak hesaplanacağını kaydetti.
YORUMLAR