Türkiye’de emeklilerin yaşadığı hayat koşulları ve özlük hakları açısından sıkıntılar yaşıyor. Emeklilerin birçoğu, yetmeyen emekli maaşına ek başka bir işte çalışmak zorunda kalıyor. Emekli hayatı olan ikinci bahar dönemi, Türkiye’deki emekliler için yeni bir iş dönemi oluyor. Çoğu emekli yoksulluk sınırında yaşıyor, geçim derdine düşüyor.
Özellikle Avrupa ülkelerindeki emeklilik hayatı Türkiye için şu an bir hayal. Türkiye’deki emeklilerin bir kısmı, değil dünyayı gezmek; kente inmiş değil. Tüm Emekliler Sendikası(Emekli-Sen), Türkiye’deki 13 milyon emekliyi aynı çatı altında birleştirerek; emeklilerin özlük hakları dahil birçok konu için ortak mücadele etmek istiyor.
Emekli-Sen’in 95 yılında kurulduğunu söyleyen Genel Başkan Salman Hürkardeş,” Kurulduğu günden bu yana sendikada görev aldık ve sendikamızdan asla ayrılmadık. O süreçte yönetici arkadaşlarımız yaşanan sıkıntılı süreçlere tahammülsüzlük gösterdiler, eleştirileri kabul etmediler. Biz birlikten yana tavır alıyoruz, birlikte tavır alıyoruz” dedi.
Türkiye’de bulunun 13 milyon emeklinin haklarının korunması için tek çatı altında, herhangi bir ayrım gözetmeden birleşmesi gerektiğini ifade eden Hürkardeş, “Parçalanmış halde bulunan tüm emekli sendikalarının birleşmesi gerekiyor. Bölüp parçalanmak bize düşmez. Türkiye demokrasisi için birlikte olmak gerekiyor. Birlikte olmak için bu mücadeleyi vereceğiz. Biz temel amacımız beraber yol yürümektir. Türkiye’nin durumu belli. Türkiye demokrasi açısından zaten zor günler yaşıyor. Emekliler geçinemiyor. Hele kirada yaşıyorlarsa yoksulluk sınırında yaşıyor. Bu birlikteliği yakabilirsek, bunları aşabiliriz. Tüm emeklileri örgütleyerek mücadeleye edeceğiz” şeklinde konuştu.
Emekliler parti kursa iktidar olur
Türkiye’de 13 milyon emekli olduğunu söyleyen Emekli-Sen Söke Şube Başkanı Celal Gümüş ise, “13 milyon emekli, eşleriyle beraber 26 milyon eder. 26 milyon kişinin hepsi de seçmen olan insanlardır. Türkiye’de 55 milyon seçmen var. Seçmen profilinin yarısını emekliler teşkil ediyor. Emekliler parti kursa iktidar olur, güç teşkil eder. Ancak şu an emekliler yerde sürünüyor. Bu gidişatı durdurmak için emeklileri örgütlemeye çalışıyoruz” dedi.
Örgütlü toplumun gereğinin, örgütlü olmak olduğunu ifade eden Gümüş, “Kuzey ülkelerinde kişilerin en az 3-4 yerde örgütlülüğü var. Bizim toplumumuz örgütlenmeden çok uzakta. Bizde örgütleme ağını daha ilerletemedik, ancak çabası içerisindeyiz. Ne kadar kalabalık olursak, haklarımızı o derece arayabiliriz. Birlikten kuvvet doğarsa, bizim örgütümüzde diğer örgütlerle birleşip daha da güçlü olacak” şeklinde konuştu.
Statü yasasının bizim için çıkmasını istiyoruz
Gümüş, statü yasasının emekliler adına çıkması istediklerini söyledi. Devletin emekli sendikalarını daha kabul etmediğini dile getiren Gümüş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sendika olarak Avrupa’daki konfederasyonlara üyeyiz, ancak kendi ülkemizde tanınmıyoruz. Statü yasası çıktığında, görüşme masasında devletle görüşme yaparak emeklilerin özlük haklarını korumaya çalışacağız. Diğer şekilde emeklilerin hakları devletin insafına kalıyor. Tüm Emekli-Sen olarak tüm partilerle bu yasa için görüştük. Statü Yasası için söz alındı. Meclisten geçerse toplu sözleşmeler yapabileceğiz. Emeklilere gereken saygı ve değer verilmelidir. Emeklileri yerde süründürmemek gerekir. “
Kenti görmemiş emekliler var
Parçalanarak büyümenin mümkün olmadığını söyleyen Emekli-Sen Kocaeli Şube Başkanı İbrahim Yılmaz ise, “Birlikteğin bir güç hali olduğunu farkında değil emekliler. Var olan iktidarla pazarlık gücü olacağını ihtimalini vermiyorlar. Üretimde gelen güç olmadığı için afakî bir şey sanıyorlar. Üye yapmaya çalışıyoruz. Ancak emeklilerden şunu hissediyoruz; ‘Ne verecekler bize?’ . Böyle bir beklenti içine girmişler. Bu onları suçu değil. Bu insanları bu tip argümanlara alıştıran iktidarların ayıbı” dedi.
Türkiye’de insanların emekli olduktan sonra yaşamın devam ettiğini unuttuklarını ifade eden Yılmaz, “Emekli olduktan sonra yaşamın devam ettiğinin farkında değiller. Ben emekli olduktan sonra gezmeliyim. Türkiye’yi gezmeliyim, Avrupa’yı gezmeyelim. Çiftçi Bağkuru’ndan emekli olmuş insanlarla tanıştık. Emeklilerimizden bazıları askerlik dışında, köyden çıkmamış. Askerden sonra köye dönmüş ve kentle ilişkisi olmamış. Kentteki değişimle ilgisi yok. Emekli olmak; ‘Çalışma hayatını bitirdim, yaşımı aldım, rahat huzurlu bir şekilde yaşayacağım’ demek. İnsanca yaşamakla ilgili argümanları oluşturacağım demek. Bizim ülkemizde böyle bir emeklilik kavramı yok” şeklinde konuştu
Birlikte olarak bu düzeni kuracağız
Emeklilerin ikinci bir işte bile çalışmak zorunda kalıp, ailesine ve hatta işsiz kalan çocuğunun da ailesine baktığını dile getiren Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “ Böyle bir emeklilik ölmek ve çile çekmek gibi. Ama Avrupa’daki emeklilik dünyaya bir daha gelmek ve ikinci hayatı yaşamak demek. Maalesef bizde mümkün değil. Biz çalışanlarla, emekli olanlarla, emekçilerle, çiftçilerle, köylülerle ve bu ülkede geçinmek zorunda olan herkesle birlikte olarak bu düzeni kuracağımıza inanıyorum. Bu düzen değişebilir değiştirmemek için gerekçe yok. Bir gün olacak bu. Bu dayatmanın bir sonsuzluğu yok. Elimizden ne geliyorsa yapmaya hazırız.”
YORUMLAR