İSKENDER GÜNEN: Kral çıplak!
Bir hakem bir maçı nasıl katleder herhalde dünkü maç buna bir örnektir. Yıllardır aynı filmi izlemekteyiz. "Hakemler hakkında konuşmayalım, hakemler de bir insan ve art niyetli değiller" söylemleri herkes tarafından gündemde. Dünkü hakem kesinlikle art niyetli.
Çünkü art niyetli olmayan bir hakem, Marko Marin'e Sabri tarafından ceza alanı içinde yapılan müdahaleye kesinlikle penaltı verir. Özer'in ikinci sarı karttan dışarı atıldığı pozisyonda, hareketin kendi önünde topa müdahalesini gördüğü halde ikinci sarı kartla Özer'i dışarı atmaz ve maçın 88. dakikasında Cavanda'nın Umut ile girdiği ikili mücadelede penaltı olmayan pozisyonda da penaltı vermez. Özellikle Erkan Zengin'in attığı (kazanılan penaltı, penaltı değil) penaltı golünden sonra bütün tercih haklarını Galatasaraylehine kullanmaz.
Bu maçı gördükten sonra bir gerçeği daha anladım. Hakemlik camiasında kimse kusura bakmasın değişen ne yazık ki hiçbir şey yok. Gücü olanın, lobisi olanın diğer takımlar üstünde büyük bir baskı gerçeği var. Güçlü olanın haksız bile olsa, haklı çıktığı bir ortam herkesçe biliniyor. Ve de ne yazık ki yıllardır sürüp gidiyor. Birilerinin çıkıp, 'Kral çıplak' demesinin vakti geldi. Ve hatta geçiyor... Bugün gelinen noktada artık kimse hakemlere güvenmiyor. Bu de her maçtan sonra teknik adam ve oyucuların maç sonu açıklamalarında net görünüyor.
Maçı yazmak dünkü hakemi gördükten sonra içimden gelmiyor. Çünkü bu takım sezon başından beri ne yazık ki hep hakem hatalarının kurbanı oldu. Anımsanacağı gibi lige çok iyi bir başlangıç yapan Trabzonspor vardı. Ta ki kendi sahasında Avni Aker'de Galatasaray maçında hakem Cüneyt Çakır, ceza alanı içinde Denayer'in eliyle topa müdahalesini es geçene kadar. Böyle bir ortamda maç yorumu yapmak bana biraz anlamsız geliyor.
LEVENT TÜZEMEN: Rezalet!
Bugünden itibaren sadece Türkiye tüm Avrupa tüm dünya hatta FİFA ve UEFA, hakem Deniz Ateş Bitnel'in kararlarını sorgulayacak. Bir hakemin bir maçta ön plana çıktığı maçlar izledim, İnönü'de Cem Papila'nın, Kadıköy'de Ali Aydın'ın ve geçen yıl Fatih Terim Stadı'nda Ali Palabıyık'ın öne geçtiğini görmüştüm ama ben Bitnel'den başka bu kadar, "Batılı kovboylar" tarzı çabuk kart çıkaran üstelik keskin kararlı bir hakemi hiç görmedim. Trabzonsporlular, "Katledildik" diyebilir. Galatasaraylılar ise "Bizi Bitnel kurtardı" diye sevinebilir. Bir gerçek var ki; gecenin yıldızı verdiği ve vermediği kararlarla Deniz Ateş Bitnel oldu.
Maça gelirsek; 90 dakika boyunca hatta Özer Hurmacı atılıncaya kadar oyunda üstün olan, pozisyon arayan, bulan ve atamayan taraf Galatasaraydı.. Trabzon kompakt oyunu tercih edip Galatasaray'ı kontrataklarla tehdit etmeye çalıştı. Kazanılan penaltı yanlıştı ama Sabri'nin Marin'e yaptığı hareket kesin penaltıydı. Sabri'yi, "Pozisyon yokken hangi akla hizmet ederek Marin'i neden itiyorsun?" diye sorgulamak gerekir.
Mustafa hoca artık kadro tercihleri nedeniyle kendini sorgulamalıdır. Taşlarla oynamak, "Ben yaptım olacak" demek Galatasaray'ın oyun ritmine, temposuna zarar veriyor. Örnek mi? Dakika 58: Oyundan Olcan ile savunmadan Koray çıkıyor. Yerlerine Sneijder ile Bilal giriyor.. Kulakları çınlasın Rijkaard şöyle demişti:"Ben zeki oyuncuları tercih ederim. Çünkü zeki oyuncu pozisyon kaybetmez, yanlış pas vermez. Topu ne zaman süreceğini ve ne zaman tek oynayacağını bilir." Sneijder gibi yaratıcı ve zeki bir oyuncu kulübede oturur mu? Sneijder'le başlamamak adeta eziyet oldu. Takımın diri ve atak olduğu anlarda Podolski, Donk, Selçuk gibi oyuncular Sneijder gibi yaratıcı bir oyuncunun eksikliğini hissetti. Paris'e Kıvanç Tatlıtuğ'un nikahına gittiği için son idmana çıkmayan Sneijder kusura bakmayın yedek kalamaz.. Teknik becerisi yüksek Bilal, kalitesiyle, topu kullanma becerisiyle Galatasaray'ın hücum anlamında toparlanmasını sağladı. Bilal'e ilk on birde forma vermemek bence adaletsizlik. Hücuma çabuk çıktığı için ve etkili ortalar yaptığı için alınan, solbek de oynayabilen Linnes kulübede artık oturmamalı. Carole gecenin çalışkanıydı ama etkili tek orta yapamadı.
ERMAN TOROĞLU: Ey Kuddusi ey Bünyamin nerelerdesiniz!
Dün gecenin olayı maç değildi. Galatasaray'ın kötü futbolu ya da Trabzonspor'un kendi kapasitesinde yaptığı mücadele de değildi.Bence dün akşamki olay, yılın olayıydı. Bu sezonki ligi anlatıyordu.Sahada saçma sapan kararlar veren bir hakem vardı. İnanılır gibi değil! Penaltıları vermiyor, penaltı olmayanları veriyor. Kartları alakasız yerde kullanıyor. Aynı pozisyonlarda birine veriyor, diğerine ise vermiyor! Hakem elindeki kırmızı kartı önüne gelene sallarken elinden düşürdü. Yere düşen kırmızı kartı Salih aldı, çok doğal bir ifadeyle hakeme gösterip dışarı gitti.
Sahadan gereksiz atılan futbolcuya sinirlenirim. Ama Salih Dursun'u can-ı gönülden tebrik ediyorum. Bir futbolcu bu senenin özetini ancak bu kadar güzel yapabilirdi. Bu Deniz Ateş Bitnel nasıl FIFA oluyor arkadaş! Bu hakem her şeyden evvel futbolu bilmiyor. Bu da Serdar Çakır&Cüneyt Çakır sülalesinden gelen bir hakem. Sülale derken yanlış anlamayın, akraba falan değiller... Yandaşları! Zaten dikkat edin, bu sene Trabzonspor ne çektiyse bu ekipten çekti.
ELMA DERSEM ÇIK...
TFF Başkanı Yıldırım Demirören... Size söylüyorum şu anda ip üzerinde ateşle oynuyorsunuz! Lütfen gereğini yapın. Ben tecrübeli biri olarak söylüyorum. Yarın olacaklardan sıyıramazsınız. Sizin yanınızda kılavuzlar var, ben biliyorum onları isim isim... Onlar işin içinden çıkar, ama iş size yıkılır. Son dönemde TFF Başkanı olarak iyi işler yapıyorsunuz. Ancak MHK olarak yanlış işler yaptınız. MHK sizin namusunuzdur, hakem sizin namusunuzdur. Hakemleri sonuna kadar koruyor. Ama pardon, Sayın Demirören... Bu nedir ya!. Futbolcu, alıp senin hakemine kırmızı kart gösteriyor. TFF, MHK nerede arkadaş! Bu nedir ya! Türk futbolunu ne hale getirdiniz! Futbolcu alıyor kartı, senin hakemine kırmızı kart gösteriyor.
Bu kadar senedir futbolun içindeyim, bu kadar güzel bir kırmızı kart görmedim. Kuddusi, Bünyamin neredesiniz? Çıkıp konuşsanıza Kuddusi, Bünyamin? Neredesiniz? Elma dersem çık, armut dersem çıkma! Gidin abi gidin gidin! Daha fazla rezillik yapmadan gidin! Birileri sizi kovmadan gidin, iş tehlikeli oluyor! Bazı hakemlerinizi de alın gidin!
Dönelim maça... Trabzonspor aman aman oynamıyor. Galatasaray'a bakıyorsunuz, o hiç oynamıyor. Biraz Podolski... İkinci yarı Sneijder giriyor. Anlamadığım Sneijder ilk yarı niye yok. Mustafa Denizli, "Ayağında hafif bir sakatlık var. Ondan oynatmıyorum. Lazio maçını düşünüyorum" diyor. Birileri "İzinsiz olarak Kıvanç Tatlıtuğ'un nikahına gitti" diye etrafta üflüyorlar. Yani Galatasaray bu... Bu Galatasaray'dan bir cacık olmayacak belli. Mustafa Denizli "Nasıl idare ederim, nasıl kovulmam" diye uğraşıyor. Sahaya çıkardığı kadro ve sonraki değişiklikler anlaşılır gibi değil. Şu bir gerçek; olan Galatasaray'a oldu... Tamam bu yılı kaybetti ama şu an önümüzdeki seneyi de kaybetmiş durumda. Çünkü bu Mustafa Denizli'yle seneye bu Galatasaray gitmez. Peki Trabzonspor? Onlar da zaten oksijen çadırındalar. Başkanları söylüyor... Yani dün gece oksijen çadırındaki iki takımı izledik.
FUTBOLU MUZUN ACIKLI HALİ
Aslında takımlar oksijen çadırındaydı ama esas hakeme serum bağlamak lazımdı! Hiç çıkarmamak şartıyla... Eliyle Özer'e işaret ediyor, "Sakın bana parmak gösterme, benimle dalga geçme" diye... Ondan sonra Sabri Sarıoğlu bütün pozisyonlarda seninle dalga geçiyor, seni tribüne şikayet ediyor. Göstersene kartı gösterebiliyorsan! Bu yaptığın "köpeksiz köyde değneksiz gezmeye" benziyor. Bu maç 11'e 11 gitse Galatasaray'ın maçı alma şansı yok.Ama öyle bir hale düştü ki Galatasaray dün gece, ben olsam Selçuk İnan'ın yerinde o penaltıyı kullanmazdım.
"Umut Bulut efendi çocuktur, Ankara'da yetişti, merttir" diyorduk. Dün gece kaçırdığın o iki pozisyondan sonra kendini yere atıp, o penaltıyı kazandırıp, takımına 3 puanı getiriyorsan, kusura bakmayın bunun adı futbol dilenciliğidir. Aslında dün akşamki karşılaşma, futbolumuzun bu yılki acıklı halidir. Yazık... Hasan Doğan iyi arkadaşımdı, Allah rahmet eylesin. Bu sezonun onun adına oynanmasına üzülüyorum. Mezardan çıksa "Benim adımı kaldırın kardeşim" restini çeker. Türk futbolu herkese hayırlı olsun.
Yorumlar
Kalan Karakter: