CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Mansur Yavaş ya da Ekrem İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanlığına aday gösterilmesi olasılığına ilişkin soru üzerine ise "Ankara ve İstanbul’da büyükşehir belediyelerinde Meclis çoğunluğumuz yok. En temel sorunlarımızdan birisi o" dedi. "Belediyeleri mi kaybederiz diye endişe ediyorsunuz" sorusuna "Kaybedeceğiz tabii" diye yanıt verdi.
Habertürk TV'de canlı yayında gazetecilerin sorularını yanıtlayan iktidara geldiklerinde nasıl bir ekonomi yönetimi izleyecekleri sorusunaysa "İşin dinamosunu özel sektör oluşturacak" diye yanıt verdi. CHP lideri, helalleşme tartışmalarına dair ise "Helalleşme ile hukuku da karıştırdılar. Hukuk ayrı ama helalleşme biraz daha farklı" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
- (Helalleşme tartışmaları) Pek çok çevreyle yan yana geldik, konuştuk. Bir televizyon programında ifade ettim, bir gazetede manşet oldu. Benim yaptığım video geniş kitleler tarafından paylaşılınca birdenbire öne çıktı. Biz düşüncelerimizi oturup tartışırız, konuşuruz. Yaptığımız çağrı Türkiye ve insanımız açısından son derece değerli. Varolan sorunlara önyargıyla yaklaşıyoruz, önyargılardan kurtulabilirsek çok güzel şeyler yapabiliriz. Farklı düşünceleri biraraya gelerek tartışabiliriz.
- Siyaset kutuplaştı, birbirimize farklı gözlerle bakmaya başladık. Neredeyse yanyana geldiğimizde birbirimizin yüzüne bakamayacak pozisyon içine giriyoruz.
- Türkiye'nin buradan çıkması lazım. Hep beraber sakince oturup 'Bu sorunu nasıl çözeriz' dememiz lazım. Geleceğe bakmamız lazım, helalleşmenin özünde gelecek var.
- Bir sürü mağduriyet var. Sadece başörtüsü değil. Ben ilk başörtüsü yasağının doğru olmadığını İBB adayı iken Okmeydanı mitinginde söylemiştim. Yusuf Ziya Özcan YÖK Başkanı iken 'Yapmayın bu yasakları kaldırın' demiştim.
'Bir ortak payda oluşturmalıyız'
- Roboski'yi ve diğerlerini söyledim. Diyarbakır hapishanesindeki işkenceler, 28 Şubat mağdurları diyorsunuz, daha sonra 28 Şubatçıların yargılanması sağlayan FETÖ organizasyonu var. Onlara da yapılan yanlış olduğuna inanıyorum. Bir kişiye haksızlık yapıldığı zaman bizden olup olmadığına, benim yanımda olup olmadığına bakmaksızın haksızlık karşısında net tavır takınmamız lazım. Bir ortak payda oluşturmalıyız.
- Mücadele dün başörtüsüydü belki önümüzdeki gün başka bir şey çıkar önümüze. İnsanların hatalarından ders çıkarması lazım. Bunun yolu oturmak, konuşmak, istişare etmek, danışmak.
- Güneydoğu'da hastaneyi basmaları. Kadıncağız adalet diye bekliyor. İnsanın içi eziliyor. Bir kadın oğulları gitmiş, kocası hastanenin içinde tüple öldürülüyor. Bununla ilgili dava açılamıyor, davaya gizlilik kararı koyuluyor.
- (Kadına yönelik şiddet) Hiçbir indirim olmayacak, en ağır şekilde cezalandırılacak.
- Bu tür olaylara yol açan ortamı sonlandırmamız gerekiyor. Burada görev ağırlıklı olarak siyasetçilere düşüyor. Toplumsal barışı sağlamak, kullanacağımız dile özen göstermek. Bütün bunları yapmak mümkün.
- Benim şahsi kanaatim önyargıların tutsağı olursanız marjinale sürüklenmiş olursunuz, tutsağı olmazsanız oturup tartışabilirsiniz, sorunları sağlıklı olarak analiz edebilirsiniz.
'Uzlaşma kültürünü hapishanede yapmayalım'
- 68 olayları yaşadık, gençliğimizde insanlara önyargılarla yaklaşılırdı. Ülkücüler ile devrimciler hapse düşünce 'Biz niye kavga ediyoruz' dediler. Uzlaşma kültürünü hapishanede yapmayalım, masa başında, sohbet sırasında yapalım diye düşündüm.
- Önemli olan yarayı deşmek değil yarayı kapatmak. Siyasetçiler bu yaraları sürekli kaşıyarak oy devşirmeye çalışıyorlar.
- Parti tabanında (helalleşmeyle ilgili) bir sorun yok.
- 28 Şubatçılar insanlar adaletle yargılanmadılar. Onların haklarını da savunacağız. Beni severler, sevmezler ayrı bir şey. Haksızlık varsa onun üzerine gitmek zorundayız.
- Ben genel başkan olduğumda ilk ziyaret ettiğim yerlerden birisi Adnan Menderes'in mezarıdır. Celal Bayar'ın mezarına karanfiller bıraktım.
- 27 Mayıs keşke olmasaydı, bunu defalarca söyledim.
'Fakıbaba düzgün bir insan'
- Siyasi otorite haksızlığa karşı sessiz kalırsa, görmezden gelirse aslında en büyük haksızlığı yapmış olur. Öldürülen, eşi ve çocukları öldürülen kadının, Suruç'ta öldürülen kadının hala elinde adaletle orada beklemesi. Kadıncağız Türkçe bilmiyor. Avukatı bana izah etti. İnsanın biraz vicdanı sızlar. Fakıbaba düzgün bir insan. Bürokrat ve doktor iken tanırım. Haksızlığa tahammül edemiyor. Bakın kaç savcı değişti. Haksızlığı kimler tarafından yapıldığını biliyorsunuz. Ben oraya genel başkan yardımcısı arkadaşı görevlendirdim. Gittiler görüştüler, savcıyla görüştüler. Bunu önümüzdeki ay parlamentoya getireceğiz. Kadın eline bir kağıt adalet istiyor. Orada bile izin vermediler.
'Diyarbakır anneleri de haklı'
- Cumartesi ve Diyarbakır anneleri adalet istiyor mu? Evet istiyor. Ama 'Bu anne bize yakın, öbürünü yerin dibine batırayım, çünkü bize oy veriyor'. Siyaseti bu alandan çıkarmamız lazım. Diyarbakır anneleri de haklı. Öbür taraftan çocuğun mezarını göstermiyor. Galatasaray meydanında oturuyorlardı. Hayır burada oturmayacaksınız dendi. Evlatlarını görmeden bu anneler öldü. Devlet dediğiniz kurum bu kadar acımasızca yönetemez. Anne de biliyor çocuğu öldü veya öldürüldü, ama ona mezarını gösterin. Mezarını gösterseniz geri gelecek mi, gelmeyecek tabii. Ama benzer bir olayı bu coğrafya yaşamasın artık.
'Ekonomi tam bir felaket içinde'
- Bugün ekonomi tam bir felaket içindedir. Neyin ne olacağını kimse bilmiyor; yarın değil 1 saat sonra ne olacağını kimse bilmiyor.
- Devlette liyakat kalmamış, bakanlar bakan değil. Bakan 'Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla yangınları söndüreceğiz' diyor. Ne demek bu? Yangınları söndürmek için talimat mı olur.
- Cumhurbaşkanının 'Bay Kemal' demesinden rahatsız değilim. Biz onun çözüm üretmesini istiyoruz.
- Aldıkları kararlar toplumu asla rahatlatmıyor. Gerginliği yaratan kendisi gerginlikten besleniyor.
- Şimdi bir konuyu eleştiriyorsak nasıl çözülmesi gerektiğini söylüyoruz. Bazen uyuyorlar bazen uymuyorlar. Bu sistem Türkiye'yi buraya getirdi. Bundan sonra daha da kötüye götürecek.
- Bizim erken seçim talebimiz vatandaşımız daha büyük problemle karşılaşmasın diye. Bakın kış aylarında kaç kişinin elektriği kesildiğini duyacaksınız. Numan Kurtulmuş asgari ücretin yükseltilmesini savunuyor, iktidarda değil misiniz siz? Yönetilemeyen bir Türkiye gerçeği var.
'Sistemi değiştiremezler'
- Biz bunu deyince hakaret ediyorlar, hiçbirisi umrumda değil. Sistemi değiştiremezler. Bir kişi egosuna yenilmişse sistemi değiştiremez.
- Millet, millet diyorsunuz. Tamam gidelim sandığa. Veya referandum yapsınlar, seçime gidilsin mi diye.
- Fiyat istikrarı görevi Merkez Bankası'na verilmiş durumda. Ama bu görevi yapamıyor. Merkez Bankası'na müdahale ediliyor.
- Dün sayın Erdoğan açıklama yapıyor, 'Merkez Bankası bırakın da bağımsız karar versin.' Aynı Erdoğan Meclis'te 'Merkez Bankası Başkanını görevinden aldık, çünkü laf dinlemiyordu' diyordu. Hangi Erdoğan? Dünya kamuoyu Merkez Bankası Başkanının bağımsız olmadığını Erdoğan'ın kendi açıklamalarından dinliyor. Merkez Bankası Başkanı'na görevi TBMM veriyor. Ama Erdoğan bu kanunu iğdiş ediyor.
- Efendim faizi indireceğiz, güzel, asıl yardım etmek istiyorsan, faizi indiriyorsun dolar çıkıyor, doları indirirsen faiz yukarı çıkacak. Faizi devlet alıyor. Yıllık faiz 19.2. Peki 1'e indirsin. Vatandaş borcunu ödeyemeyince yüzde 19.2 faiz alıyorsunuz, indir, sıfır yap. Yetki sende. Faizini düşür götürsün yatırsın. Merkez Bankası'nın faiz indirmesi elinde dolar tutanlara, bankada parası olanlara yarıyor. Köprülere para ödenecek? Kim ödeyecek, halk ödüyor, bizle ödüyoruz. Dolar yükseldi, Avro yükseldi tamam. Peki ne olacak bu milletin hali?
- Sayın Erdoğan şunları yapacağız diye paket açıklıyor mu? Açıklayamaz. 128 milyar dolar, o tarihlerde dolar 7-8 lira mıydı, belki de 6 lirayıdı bilmiyorum. 128 milyar alanların elde ettiği kâra bakın. Damat giderken at izi it izine karıştı diye açıklama yaptı. Merkez Bankası bunu neden araştırmadı? Yasal yetkisini bir protokol ile Hazine ve Maliye Bakanlığı'na devredemez. Bütün bu değişimler oluyor, sessizliğini koruyan Hazine ve Maliye Bakanı. Hiç konuşmuyor? Niçin?
- Nasıl bir bütçe bekliyoruz? Aslında bütçe çoktan eskidi. Parlamentoya gelirken öngörülen enflasyon eskidi. Gelen bütçe garantili yatırımlara, yol, köprü vs. döviz bazında ödenecek. Emin olun herkesin, başta iş dünyasının kafası karışık. Erdoğan açıklamada iş dünyasını suçluyordu. Faizi düşürdük, neden gidip kredi almıyorsunuz diye suçluyordu. Adam yarın sabah ne olacağını bilmiyor, yatırım yapabilir mi?
'Erdoğan gerçeklerden kopmuş bir insan'
- Erdoğan gerçeklerden kopmuş bir insan. Tam bir paralel devlet yapılanması var. Bir Saray ve diğerleri. Hazine ve Maliye Bakanlığı, YÖK, Dışişleri Bakanlığı'nın izdüşümü sarayda var. Şimdi bütçeyi bile kendisi yapmıyor. Bakanlar eski bakanlar değil. Bildiğimiz atamayla gelmiş devlet memuru. Hiçbir yetkileri yok. Bütün yetkiler bir kişide toplanmış Oradan gelen talimatlarla iş yapıyorlar. Bunların iradeleri yok. Bütçe sorusunda hiçbir karar alamazlar, herhangi bir şey söyleyemezler. Ödenekler Erdoğan'dan yazı çıkmazsa duruyor.
- Bazı çevrelere göre doların yükselmesi bilinçli yapılıyor. İhracat artacak, bol miktarda döviz gelecek diye düşünülüyor. Erdoğan ithalatın ne olduğunu bilmiyor. Şeker pancarı var bizde. Fabrika, işçiler bizde var. Siz zam yapıyorsanız bu adam ya iflas edecek ya iflas edecek. Asgari ücrete bir şey vermeyecekler onu söyleyeyim. Gerçeklikten kopuk olan ekonomi anlayışıyla ekonomileri, piyasaları düzelteceksiniz. Bir kere güven yok siyasal yönetim ile iş dünyası arasında.
- Gittiğim bütün illerde vatandaş sandığı bekliyor. Bu yeteri kadar kamuoyuna yansıyor mu? Endişelerim var. Özellikle havuz medyası, saraya yakın olan medya bunları görmüyor.
- Onların beklentileri, biz ekonomiyi biraz düzeltir, sonra seçime gideriz, tekrar yüzde 50+1 alır, yönetiriz. Tam bir hayal alemi.
- (DEVA ve Gelecek Partileri Millet İttifakı'na katılır mı?) İttifak büyüyebilir. Büyürse memnun oluruz. Şu aşamada bir ittifakı oluşturma gibi bir araya gelme düşüncesi yok. Zaman zaman birbirimizi ziyaret ediyoruz. Önemli konularda doğrudan telefonla konuşuyoruz. 6 genel başkanın böyle bir güzelliği var.
- (Ekonomi yönetimi nasıl olacak?) Ekonomide vatandaş icraata oy verecek. İşin dinamosunu özel sektör oluşturacak. Hangi ürünleri üretmesi gerektiğinin planlanması lazım. DPT kapatıldı, stratejik planlama kuracağız. Bunların hepsi çağrı beyannamesinde belirlendi. Yoksulluğu tamamen bitireceğiz. Aile destekleri sigortası var. Onu hayata geçireceğiz. Bu ülkede hiç kimse yoksul kalmayacak.
- Kemal Derviş Bey'le biz değişik ülkelerden katılan akademisyenlerle iktisatçılarla bir toplantı yapmıştık. Bize OECD ülkelerinde nasıl kalkındığı anlatılmıştı. Biz de Derviş Bey'le ortak basın toplantısı yapmıştık. Teknisyenden daha çok siyasetçinin yönetmesini isteriz. Bunu yapacak olan liyakatli kadrolar. Bana deseler ki buyrun planlamayı yapın, bu beni aşar. Ciddi bir planlama lazım. Tarım, eğitim, besicilik nasıl planlanacak? Bütçe büyüklüğü, kalkınma hedefi, büyüme hızınız, ne kadar istihdam olacak, organize sanayi nasıl büyüyecek, bütün bunları planlayacaksınız.
- (Yavaş ya da İmamoğlu'nun adaylığı) Bizim iki büyükşehir belediyesinde Ankara ve İstanbul'da meclis çoğunluğumuz yok. En temel sorunlarımızdan birisi o.
- (Onlar seçilirse belediyeyi kaybederiz diye mi endişe ediyorsunuz?) E kaybedeceğiz tabii. Siz eğer belediye başkanı olarak seçilmişseniz, bazı sözler vermişseniz o sözleri yerine getireceksiniz. Cumhurbaşkanlığı bir kişiye endekslenemez. Kurala, devlet aklına, bilgiye endekslenir. Toplum nasıl bir cumhurbaşkanı istiyor, buna bakmamız lazım. Ben milletin sağduyusuna güveniyorum. İttifak nasıl bir cumhurbaşkanı adayı olmasını istiyor. O da çok önemli.
Yorumlar
Kalan Karakter: