Şerif ERDİKİCİ - İzmir Kadın Kuruluşları Birliği’nin “Kadına Yönelik Şiddete” karşı BM 25 Kasım 1999’da kabul edilen Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü etkinlikleri kapsamında düzenlediği sempozyumda konuşan İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen çarpıcı açıklamalarda bulundu: Cinsiyetci ve erkek egemen söylemlerin şiddeti normalleştirdiği gibi şiddete de bu tip söylemlerle ortak olunduğu tespitini yapan Misket Dikmen, “Kadına şiddete göz yummak anlamına da geliyor bu ortaklık bir anlamda. Ve ne yazık ki zaman zaman değil sıklıkla meslektaşlarımızın yazılarına, haberlere ve medyanın hemen her organına yansıyor” diye konuştu.
“ŞİDDET, CİNSEL TACİZE TİCARİ ANLAMLA BAKILIYOR”
Kendilerinin Türkiye’de üçte ikisi erkek olan medya çalışanlarının aslında kadına yönelik şiddet içerikli tüm haberlere çok özen göstermesini, kadın meslektaşları olarak sıklıkla dile getirdiklerini anlatan İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dikmen, “Ama şöyle bir gerçek var ki. Şiddet, cinsel taciz reyting artırıyor. Yani bu işe tamamen ticari anlamla bakılıyor. Fakat bir başka yanı da var ki, o tamamen iktidar endeksli yeniden dizayn edilmeye çalışılan medyada hala dik durabilen organlar birçok ulaşamayacağımız haber ide bize ulaştırıyorlar. Hem kullanılan dil açısından bazı şeyleri değerlendirmek ve buna tepki göstermemiz gerekiyor. Hem de bilgiyi aldığımız zaman hep birlikte sesimizin çıkması gerekiyor. Eğer o iktidar endeksli dizayna ulaşılmış olursa ki buna asla inanmıyorum. O Manisa’daki olaydan haberimiz olmayacaktı. Kimse bunu yazamayacaktı. Kimse bunu söyleyemeyecekti” ifadelerini kullandı.
KADIN MEDYADA META OLARAK GÖRÜLMEKTEN KURTULAMIYOR
Kadının medya da meta olarak görülmekten kurtulamadığı saptamasını yapan İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı, “O bir malzeme. Yeter ki satsın. Yeter ki bacağı görülsün, göğsü görünsün, ve bunu şiddette kullansın. Ne olur bir kişi bana söyleyebilir mi bu güne kadar bedeni neredeyse tamamen kanlar ve bıçaklar içinde görülmüş kaç erkek fotoğrafını manşette gördünüz. Kullanılmaz, estetikte değildir. Zaten kanlar içinde. İnsan olsun, hayvan olsun nedir ki güzel olan. Ama kadınları kullanıyorlar.”
FATİH ALTAYLI’NIN GENEL YAYIN YÖNETMENİ OLDUĞU GAZETEDE TAM SAYFA ÇIRILÇIPLAK KADININ FOTOĞRAFINI VERMİŞLERDİ
Beş yıl kadar önce çok net ve keskin bir örnek olarak Şefika Etik’in cinayet haberini örnek olarak veren Misket Dikmen, “Adını bile hatırlıyorum. Şefika Etik, iki çocuk annesiydi. Soyadı nedeniyle ismi unutmadım. Onunla ilişkilendirmiştim. Kocası tarafından elli yerinden bıçaklanmıştı. Gazeteyi de söyleyebilirim size .Habertürk gazetesi Fatih Altaylı da genel yayın yönetmeniydi. Tam sayfaya kadının fotoğrafın vermişlerdi. Adıyla soyadıyla, bıçak darbeleriyle çırılçıplak, çocuklarının adıyla o bıçak darbeleriyle çırılçıplak. Bunun neresi etik diye sorarsınız. İnsan haklarına aykırı bir şey çünkü. Ama Bu ve benzeri örnekler o kadar çok ki. Ben sürekli notlar alıyorum. En yenileri diye şöyle bir bakayım dedim. Sonra ne gerek var? Günlük gazetelere bak her gün bir şey çıkar. Mutlaka var. Dünkü gazetelerden bir tanesinin ba şlığı şöyleydi. Sen misin düğme dikmeyen? Adam karısına düğmemi dik demiş kadın dikmemiş. Adam kadını dövmüş. Haberin başlığı bu. Böyle bir başlık atarsanız. Haberin içeriğine bakıyorsunuz teşvik eder tarzda yazılmamış aslında. Ama o başlıkla yakalıyorsunuz. Ama o siz o başlığı atarsanız baştan algıyı yarattığınız için ne yapacağınızı görüyorsunuz ortada. Benim elimde çok örnekler var ama basın konseyini getireceğim lafa.” İfadelerini kullandı. Dikmen, bu gibi durumlarda Basın Konseyi’ne başvurarak bu tür kadına şiddet ve cinsel taciz haberlerine yönelik tepkilerin gösterilmesini istedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: