Eski TÜSİAD başkanı Tuncay Özilhan'dan istikrar vurgusu: Dimyat'a pirince giderken eldeki bulgurdan olmayalım
Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, 'Üretim odaklı ihracatı önceleyen ekonomi modelinin amaçladığı hedeflere istikrarsız bir ekonomi ile ulaşılamaz' dedi.
Yayınlanma :
20.12.2021 11:30
Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan Dünya'ya yazdı. Özilhan hükümetin kur politikası ve yeni ekonomik modelini eleştirirken, "İstikrar olmadan üretim de büyüme de olmaz" değerlendirmesini yaptı. 'Düşük ücret cenneti olmayalım' çağrısı yapan Özilhan "aksi halde Dimyat'a pirince gidelim derken eldeki bulgurdan oluruz" dedi.
Özilhan'ın yazısı şu şekilide;
İzlenmekte olan faiz indirim politikası sonrasında duruma baktığımızda şunu görüyoruz: TL’de şiddetli bir değer kaybı yaşanıyor. Maliyetler yükseliyor. Enflasyon hızlanıyor; halkın satın alma gücü eriyor. Üstelik kredi faiz oranları düşmediği gibi yükseliyor. Yeni yatırım yapmak bir tarafa yeni yıl için üretim planlamaları bile yapılamıyor.
Çünkü bu planlamaların temel parametreleri olan enflasyon ve kur tahminleri her an değişiyor. Mal sevkiyatları da aksıyor. Düşük faizler sayesinde uzun vadeli yatırımlarla ekonomik yapıyı değiştirmek ve cari fazla veren bir ekonomi olmak için çabalarken, eldekini de kaybetme riski ortaya çıkıyor.
Ekonomiler uzun vadede büyüme ve istihdam yaratmayı hedefler. Buna üretim yapısının daha fazla katma değer yaratan, teknoloji yoğun ve rekabetçi yönde değişmesini de ekleyebiliriz. Uzun vadeye kısa vadelerden geçerek ulaşılır. Kısa vadeli öncelik ise istikrardır.
İstikrar sağlanmadan uzun vadeli hedeflerin hiçbirisini gerçekleştirmek mümkün olmaz. Çünkü üretim ve yatırım kararları istikrar olmadan, öngörülebilirlik olmadan verilemez. Geleceği güvenilir biçimde tahmin etmeden üretim ve yatırım planlaması yapılamaz; yeni sipariş verilemez; yeni elemanlar istihdam edilemez. Yani istikrar olmadan üretim de büyüme de olmaz. Üretim ve yatırım yoksa ihracat da olmaz. Üretim odaklı ihracatı önceleyen ekonomi modelinin amaçladığı hedeflere istikrarsız bir ekonomi ile ulaşılamaz.
Düşük ücret cenneti olmayalım
Kaldı ki üretim yapısının cari fazla hedefi doğrultusunda dönüşmesini, tek başına rekabetçi kur politikası sağlayamaz. Uluslararası piyasalarda rekabet edebilecek katma değeri yüksek ürünler üretebilmek için teknoloji ve nitelikli işgücü gerekir. Bunu sağlamanın yolu, eğitim alt yapısından ve teknoloji-inovasyon ekosistemine uzanan çok geniş bir alanda kapsamlı reformların kararlılıkla uygulanmasından geçer.
Böyle politikaların başarılı olduğu ülke örneklerinden biliyoruz ki, sonuç ancak uzun yıllardan sonra alınabilir. Bu süre içinde bir yandan da rekabetçi kurun ülkeyi düşük ücret cennetine çevirmesine engel olmak ve yeterli istihdamı sağlamak gerekir. Bu ise, istikrarlı bir makroekonomik ekonomik ortam olmadan mümkün değildir. Aksi halde Dimyat'a pirince gidelim derken eldeki bulgurdan oluruz.
Asya, Latin Amerika krizleri
Korkarım ki asgari ücrette sağlanmış olan artışın bir bölümü, bu artış daha çalışanların eline geçmeden, TL’deki değer kaybı ve bunun sonucunda satın alma gücünün erimesi ile buharlaşacak. Sonuçta devlet çalışanın refah seviyesinde sağlanacak iyileşme için gerekenden çok daha fazla kaynak harcamış olacak. Ülkemizin kaynaklarını en verimli şekilde kullanmak için politikalar arasında bir tutarlılık olması gerekir.
Tarihteki krizlere baktığımızda, devletlerin faiz ve kur arasında bir kapana sıkışmasının krizleri tetiklediği görülür. Bugün ekonomik dengeler açısından ülkemizde bu kapanın zemini yok. Buna rağmen, bu kapan benimsenen politikalar yüzünden suni olarak ortaya çıkmış durumda. Faiz artışı ihtimali gündemden çıkartıldığında elde döviz kurlarındaki spekülasyonu önleyebilecek sağlam bir araç kalmıyor. TL’deki değer kaybını sadece döviz satarak engellemek mümkün değildir.
Asya krizi, Latin Amerika krizi gibi tarihsel örneklere bakınca bu durum net olarak görülür. TL’ye güven sağlanmadığı sürece, cari işlemler fazlası da dolarizasyon nedeniyle artan döviz talebini karşılayamaz. TL’deki değer kaybı ve dolarizasyon arasında rezervlerin ve cari fazlanın kıramayacağı bir kısır döngü meydana gelir.
Bu kısır döngüyü kırmanın ve TL’deki değer kaybını önleyebilmenin tek yolu, üç kuruş birikimini korumaya çalışan dar gelirli vatandaştan, bir hafta sonra ne olacağını kestiremeyen yatırımcıya kadar bütün halkın, bütün piyasa aktörlerinin ekonomi yönetiminin kurlarda istikrarı sağlayabilecek politika araçlarına sahip olunduğuna ikna olmalarıdır.
Yeni açıklanmış olan üretim odaklı ihracatı önceleyen ekonomi modelinin başarısı istikrarın sağlanmasına bağlıdır.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Sitemizde, sizlere daha iyi hizmet sunabilmek için çerezler kullanılmaktadır. KVKK ve GDPR kapsamında kişisel verileriniz işlenmektedir. Detaylar için Veri Politikamızı inceleyebilirsiniz.
Yorumlar
Kalan Karakter: