Sözcü yazarı Saygı Öztürk, eşi Menzil tarikatına katılan bir okurunun kendisine yazdığı mektubu ve yaşadıklarını "Tarikatçı kadının eşinden ibret dolu mektup ve Diyanet'ten, kocaya tarikat cevabı" başlıklı yazısında aktardı.
Eşinin tarikat bağını ve tarikatların yarattığı olumsuzlukları Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER) ileten okur, kendisine Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan cevapta "Fikir özgürlüğüdür, Kurumumuzca konuyla ilgili tesis edilecek bir işlem bulunmamaktadır" denildiğini belirtti.
Öztürk'ün Sözcü'deki yazısında öne çıkanlar şöyle:
"Tarikata katılmakla bir çok ailenin düzeni de bozuluyor. 'Menzil – Bir Tarikatın İki Yüzü' adlı kitabımdan sonra çok sayıda mektup almıştım. Bunlardan birisi, 56 yaşında, 30 yıllık evli, iki kız, bir erkek çocuğu babasıydı. İki kızını gelin etmişti. Baba, mektubunda bana şunları yazıyordu:
'Menzil kitabınızı ibretle okudum. Şu anda bu tarikat yüzünden evliliğim bitme aşamasında. Eşim 2004 yılından bu yana tarikata haberim olmadan üye olmuş. En başta kapanmak istedi. Tartıştık, karşı çıktım. Çocuklarım çok küçüktü. Namaza başladı. ‘Namaz Allahın emri' dedik. Ama yine bir tartışmamız tarikat yüzündendi. Tartışma sırasında, ‘boşamaya kalksan bile tarikattan vazgeçmeyeceğini' söyledi.
Düğününe gelmedi
Hadi çocuklarımın toplumda boynu bükülmesin diye, aşırı gitmemek şartıyla yine uygun davrandım. Büyük kızımın kınasına, düğününe eşim gelmedi. Düşünün bir kızın kınasında, düğününde annesi yok. Kızıma hem annelik, hem babalık yaparak o işi hallettik.
Bu 14 yıllık sıkıntı ve stres kalbime hasar verdi. Sigara, alkol kullanmamama rağmen 2019 da By-pas ameliyatı oldum. Küçük kızım Mayıs 2022 de evlendi. ‘Baba şimdi annem yine gelmez; sen de üzülürsün' diyerek düğün istemedi. Onu düğünsüz göndermek zorunda kaldım.
Diyanet'in cevabı
Eşimin tarikat bağını, tarikatların ailelerde yarattığı olumsuzlukları Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER) yazdım. Onlar da, bu başvurumu Diyanet İşleri Başkanlığı'na göndermişler. Diyanet'ten verilen 08. 08. 2022 tarihli cevapta, ‘Fikir özgürlüğüdür, Kurumumuzca konuyla ilgili tesis edilecek bir işlem bulunmamaktadır' denildi. Oradan, Emniyete de yazmışlar. Emniyetten biri aradı. ‘Suç unsuru görürsen ara bizi' dedi.
Kimi kime şikayet edeceksin. Hür iradeymiş. Son zamanlarda eşim haftanın 4 gününü sohbet evinde geçiriyor. Sonunda sabrım taştı ve tek başıma dergahlarına gidip oradaki kadınlarla eşimde orada olduğu halde konuştum. Eşimin bir tarikatta olmasını istemediğimi, 30 yıllık evliliğimi yıkmayacağımı söyledim. Orada ki bayanlar ‘Kötü bir şey yapmıyoruz ya, Allah rızası için dua ediyoruz' dediler. Zaten başka da bir şey dedikleri yok.
'Adıyaman'a gidip şeyhlerine rica edeceğim'
Onlara, ‘Allah rızası için yapıyorsun da benim bu tarafta yuvam etkileniyor onu ne yapacaksın?' dedim. Denize düşen yılana sarılır. Çare aradım. Evde, değişen bir şey yok. ‘Geri adım atacaksın' dedim ama yine de aynı. Biraz çocuklardan destek görseydi bırakıp gidecekti. Onlardan da destek göremedi.
Şimdi bu devlet bana çözüm bulamıyorsa ben ne yapayım? Göz göre göre üzerine titrediğim yuvam yıkılacak. Artık eşim evliliği sadece yemek yapıp, çamaşır yıkamak olarak algılayıp bütün işi gücü tarikatına verdi. Bana eşimi bu bataktan kurtarabilmek konusunda bir yardımınız, tavsiyeniz olur mu? Gerekirse sizin gittiğiniz gibi Adıyaman'a gidip şeyhlerine rica edeceğim. Bilmiyorum orada başıma bir şey gelir mi? Gelse bile gideceğim.'
'Kafasını dünyaya kapatacağı aklıma gelmezdi'
Adını, telefon numarasını yazan okurumuzu aradım. 'Beni 20 yıldır mahvettiler. Üniversite mezunuyum; işletme fakültesinden. Eşim ticaret lisesi mezunuydu. Dergi, gazete okuyor, yorum yapıyorduk. Tarikata girdikten sonra kafasını dünyaya kapatacağı aklıma gelmezdi. Şu anda köyümüzde tek başıma zeytin topluyorum. ‘Neden?' dersen, daha önce eşimle birlikte çalışıyorduk. Şimdi, ben çalışırken, o tarikat evinde oluyor' dediğinde sözleri, sesi çaresizlik içeriyordu."
Yorumlar
Kalan Karakter: