CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
TÜİK tarafından Haziran ayı TÜFE ve ÜFE raporlarının Kurban Bayramı nedeniyle 5 Temmuz’da yayımlanacağı duyuruldu. Öztrak, TÜİK’in bu rötarına tepki gösterdi.
Öztrak, "TÜİK’in ağır makyajlı rakamları zaten gerçek enflasyonu yansıtmıyor. Bir de bu fiyatların açıklanmasının bayram bahanesiyle ertelenmesi çalışanların ve emeklilerin maaşlarının bir kere daha gasp edileceği endişesini artırıyor” ifadelerini kullandı.
Öztrak, partiden kesin ihraç talebiyle ikinci kez yüksek disiplin kuruluna sevk edilen Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan'ın 'Değişim ve Adalet' çağrısıyla CHP Genel Merkezi'ne yürümesine ilişkin "Bilinen bir söz vardır; yollar yürümekle aşınmaz, ateş olsa cürmü kadar yer yakar. Bolu'nun dünya kadar sorunu var. Tanju Bey, yürümekle vakit harcayacağına Bolu'nun sorunlarını çözsün" yorumunda bulundu.
Konuşmasının son bölümünde, İngiltere merkezli Reuters haber ajansı tarafından gündeme getirilen ve Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın da isminin geçtiği bir yolsuzluk dosyasının incelendiğini anımsatan Öztrak, habere ilişkin yayın yasaklarını ve devlet yetkililerinin tavrını eleştirdi.
Öztrak, şu ifadeleri kullandı:
"Aziz milletimizin kulakları bugüne kadar neler duydu, gözleri neler gördü neler… Villaların bodrum katında, sıfırlamakla bitmeyen para dolu kasalar, ayakkabı kutularından, çikolata kutularından taşan dolarlar, yurt dışındaki vergi cennetlerinde kurulan aile şirketleri ve bunlar üzerinden yapılan milyonlarca dolarlık para transferleri… İşte en son, saygın bir yabancı haber ajansı, içinde Saray şürekasından isimlerin de geçtiği bir haber yayınladı. Buna göre İsveçli bir şirket, Türkiye’de araçlara kendi sattıkları alkol-metrelerin takılması için bir girişimde bulunuyor.
Buna yasal alt yapı oluşturulması ve ticari ayrıcalıklar kazanmak karşılığında Bilal Erdoğan’ın başında olduğu vakıf ve üniversitelere on milyonlarca dolarlık rüşvet aktarmayı planlıyor. Hatta bunun için Türkiye’de paravan bir şirket bile kuruyor ama şikayet üzerine bu çirkin oyun ortaya çıkıyor planı yapanlar şirketten atılıyor ve bu plan hayata geçmiyor. Habere konu olayın özeti bu ancak bu haberin çıkmasının ardından yaşananlar son derece ilginç.
Önce Erdoğan’ın İletişim Başkanlığı veryansın etmeye başlıyor. Sonra RTÜK Başkanı, sonra Meclis Başkanı, bakanlar bu vaveylaya iştirak ediyor ve tabi bunun ardından da troller geliyor…
Üstüne derhal yayın yasakları geliyor.
Ben buradan soruyorum; Cumhurbaşkanının oğluyla ilgili bir haber RTÜK Başkanı’nı, bakanları ve hatta Meclis Başkanı’nı neden bu kadar ilgilendiriyor?
Çünkü; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dedikleri ucube rejimde parti devletinde işler böyle yürüyor. 85 milyon millete de bu kirli düzenin devamı için karın tokluğuna köle gibi çalışmak düşüyor.”
Yorumlar
Kalan Karakter: