Emin Tamer Gören

Emin Tamer Gören

Tüketici Danışmanı

Tüketiciler Yerel Yönetimlerden Ne Bekliyor?

15 Ocak 2019 - 15:56

Dostlar merhaba! Bugün, TÜKETİCİLER OLARAK İZMİRLİ YEREL YÖNETİMLERDEN NE BEKLİYORUZ? Konusunda tüketicilerin beklentilerini anlatmaya çalışacağız.

3.4.1930 tarih ve 1580 sayılı Belediyeler Kanunu 10.07.2004 tarihinde iptal edilerek yerine 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu ile 03.07.2005 tarih ve 5393 sayılı Belediye Kanunu yürürlüğe konmuştur. Belediyeler, önceleri çok daha fazla yetkilere sahip iken, yeni yasalarla bu yetkileri tırpanlanmış ve bir ölçüde belediye hizmetlerinin özelleştirilmesi veya taşeronlaştırılmasının önünü açmıştır. Bugüne kadar yapılan uygulamalardan sonra görülen odur ki sosyal belediyecilik anlayışı ön plana çıkmıştır. Peki, SOSYAL BELEDİYECİLİK anlayışını herkes uygulayabilir mi? Fikri yapısı, anlayışı ve duruşu bu noktada olan yerel yönetimler tabi ki uygulayabilirler. Öyleyse beklediğimiz, özlediğimiz o sosyal belediyecilik yaklaşımına hep birlikte ışık tutalım isterseniz. Belki yerel yönetim aday adaylarından bir kaçı okur ve geleceğe yönelik farkındalık yaratacak projelere imza atabilirler.

1.  Halk marketleri-kooperatifçilik: Evrensel tüketici haklarından birincisi temel ihtiyaçların karşılanması hakkıdır ki beslenme, barınma, ısınma, ulaşım, içecek ve kullanacak su bulma tüketicilerin karşılanması gereken en temel haklarıdır. Beslenme konusunda, temel ihtiyaç maddelerinin üreticiden tüketiciye doğrudan ulaşabileceği bir zincir oluşturarak tarlada 1 TL olan ürünün sofraya 1,50 TL gelebilecek projelere ihtiyaç olduğu açıktır. Ulaşımın hızlı ve ucuz olmasını sağlayan bir yönetim anlayışı istiyoruz. En temel ihtiyacımız olan suyun, meclis kararı ile tüketiciye pahalı fiyattan satılmasını istemiyoruz.

2.  Yenilenebilir enerji sistemlerinin yaygınlaştırılması, sürdürülebilir ucuz enerji kaynaklarının halka sunulması: Yaşadığımız dönemde bireylerin refah seviyesi yükseldikçe tükettiği enerji miktarı artmış, bu durum çeşitli enerji kaynaklarının kullanımına yönelik projeleri gündeme getirmiştir. Doğayı katledercesine hoyratça hayata geçirilmeye çalışılan nükleer santraller, HES’ler vb. enerji kaynakları yerine güneş, rüzgar vd. yenilenebilir enerji kaynaklarının ucuz bir şekilde halkın kullanımına sunulması esas alınmalıdır.

3.  Doğaya ve çevreye saygılı projeler: İnşaat ruhsatları verilirken, kamusal yarar ve doğaya vereceği zarar dikkate alınmalıdır. Yerel yönetimler, sorumluluk bölgelerinde açılmak istenen maden ocağı, balık çiftliği ya da yapılmak istenen HES, Nükleer santral vb. tesisler için ince eleyip sık dokuyan bir süreç izlemeli ve bölgenin doğal yapısına saygılı olmayan projelere geçit vermemelidir.

4.  Kentsel dönüşümün, rantsal dönüşüm olarak uygulanmaması: Kentsel dönüşümden anladığımız şudur. Depreme dayanıksız, çarpık kentleşme ürünü (gecekondu) yapıların yıkılarak yerine daha dayanıklı binaların yapılmasıdır. Bunlar yapılırken; otopark sorunu, yeşil alan ihtiyacı, spor ve sosyal tesis ihtiyaçları, oyun parkı ve açık hava dinlenme alanları ihtiyaçları karşılanmış olması arzu edilmektedir. Yoksa 3 katlı eski binayı yık, yerine 10 katlı binayı yap. Bu değil bizim beklentimiz.

5.  Daha fazla yeşil alana sahip bir kent: Kentleşmenin getirdiği betonlaşma, araç trafiği, ekonomik şartların getirdiği geçim telaşı arasına sıkışmış yurttaşlara nefes aldıracak yeşil alanların fazlalaştırılması, var olanların korunması ve kamu yararı gözetilerek istifade edilebilir hale getirilmesi önem arz etmektedir.

6.  Tüketicilerin kent yaşamında daha fazla temsiliyet haklarını kullanmasına imkan sağlanması ve STK.larla ortak projeler yürütülmesi: Katılımcı ve çoğulcu bir demokrasi anlayışından yola çıkılarak kentte bizzat yaşayanların temsil edilebilecekleri kent konseylerini aktif hale getirmek, STK.ların konseylerde temsilci bulundurmalarını sağlamak, Ulaştırma Koordinasyon Merkezi (UKM) gibi birimlerde tüketicilerin temsil edilmesini sağlamak, STK.ların mevcut bilgi birikimlerinden istifade ederek kamusal yaşam alanlarında kamu yararına projeler yürütmek ana hedef olmalıdır. TükoDer olarak 2017-2018 yılında belediyeye bağlı semt/mahalle evlerinde “Tüketici Hakları” konusunda yaptığımız bilgilendirme toplantıları birçok belediye ile ortaklaşa yürüttüğümüz projelere küçük bir örnektir.

7. Sivil Toplum Kuruluşlarına destek sağlanması: Dernekler Kanununa göre kurulmuş olan ve Kamu yararına çalışan derneklerin birçoğunun dernek merkezi kiralık durumdadır. Mevcut mali yapıları, dernek merkezi kiralarını karşılamaya yetmemekte ya da ana faaliyet alanlarına harcamaları gereken bütçelerini genel giderlere harcamak zorunda kalmaktadır. Dernek merkezi olarak kullanılmak üzere, STK.lar YERLEŞKESİ adı altında tesisler yapılması, buraların ekonomik şartlarda STK.lara tahsis edilmesi önem arz etmektedir. Bilgisayar, telefon, faks, internet, elektrik, su vb. genel giderlerinin bir kısmının belediye hizmetleri kapsamında karşılanması STK.ları rahatlatacak uygulamalardır. Güzelbahçe Belediyesi Kültür Tesisleri iyi bir örnek olarak söylenebilir.

8.  Sahil şeridinin özel işletmeler tarafından kapatılmasının önüne geçilmesi denizden herkesin yararlanabileceği şekilde düzenlemeler yapılması: Mevcut yasalar, deniz kıyısının yurttaşlar tarafından rahatça kullanılabilecek şekilde kamuya açık olmasını gerektirmektedir. Pekala gerçekler böyle mi? Gerçekte böyle olan yerler var. Özdere, Balıklıova, Mordoğan, Çiftlikköy, Ilıca sahili vb. yerleri bu kapsamda sayabiliriz. Halka açık olmayan yerler de var. Ayayorgi plajı, Hacettepe plajı vb. yerleri de özel işletmelerin kapattıklarını, yurttaşların değil denize girmek sahili bile göremediklerini söyleyebiliriz. Buraların halka açılması, medeni bir şekilde buralardan yararlanılması belediyeler tarafından sağlanmalıdır.

9. Ortak mekanlarda serbest wi-fi uygulanmasının sağlanması: Üniversite şehri olan İzmir’de okuyan öğrencilerimizin ihtiyaç duyduğu internet hizmetlerinin kamuya açık alanlarda kullanılmasına yönelik uygulamalar yapılması sağlanmalıdır.

10.  Altyapı çalışmaları nedeniyle bozulan yolların kısa sürede eski haline getirilmesi, rögar kapaklarının asfalt seviyesinde olması, en ufak bir yağmurda cadde ve sokakların derelere dönüşmemesi: Milli servet olan araçlarımızın kısa sürede rot-balans arızası vermesinin, sadece bu yüzden trafik sıkışıklığının ve araç kazalarının önüne geçilmesi, yurttaşlarımızın cadde ve sokaklarda rahatça yürüyebileceği bir kent hayal etmek istiyoruz.

11. Kültür, spor ve sanat etkinliklerine halkın katılımının sağlanması: Kültür, spor ve sanat etkinliklerinin düzenlenmesinin yanı sıra bu etkinliklere halkın katılımının sağlanması için, belirli merkezlerden festival alanlarına ücretsiz toplu taşıma araçları tahsis edilerek yurttaşların bu etkinliklere katılabilmesi kolaylaştırılmalıdır.

12. Toprağın yerini asfaltın almadığı, yağmur suyunun toprakla buluşmasına imkan sağlayan projeler: Yağmur sularının toprağın yüzeyinden akmadan, toprak tarafından yavaşça emilmesi halinde faydalı olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Yağmur suyunun toprak tarafından emilmesi için, trafiğin yoğun olmadığı sık kullanılmayan sokakların kilit taşı ile kaplanması şeklinde projeler geliştirilmeli, yağmur sularının belirli alanlarında toplanarak, park ve bahçelerin sulanmasında kullanılması konusu dikkate alınmalıdır.

13.  Otopark sorununa kesin çözüm: Ağır tonajlı TIR, kamyon gibi araçların kent içinde gelişigüzel yerlerde park etmeleri, mahalle aralarında cadde ve sokaklara bırakılmalarının önüne geçilmesinin yanı sıra, katlı otoparklar ya da yer altı otoparkları yapılarak kent içi araç depolamasını sokak ve cadde kenarlarından kaldırmaya yönelik projelere ihtiyaç duyulmaktadır.

14. Yer üstü değil yer altı yaya geçidi: Ergonomi bilim insanları, insanın doğası gereği kolay olanı tercih ettiği konusunda fikir birliği içindedirler. Yayalar ilk karşılaştığında aşağıya doğru kolayca inilebilen bir merdiven gördüğü için yer altı yaya geçitlerini kullandıklarını, köprü şeklinde yapılmış ve merdiven ile çıkılan üst yaya geçitlerini tercih etmediklerini gözlemlemekteyiz. Üst geçitlere göre biraz zahmetli ve masraflı olsa da mümkün olduğunca yer altı yaya geçidi yapılmasına önem verilmelidir.

15. Sokak hayvanları konusunda daha duyarlı projeler, veterinerlik hizmetleri: Her geçen gün yazılı ve görsel medyada sahipsiz hayvanlar ile ilgili daha fazla olumsuz haberlere rastlamaktayız. Bilimsel çalışmalar ışığında, gelişmiş ülkelerdeki uygulamaları araştırarak sahipsiz hayvanlara karşı daha duyarlı projelere ihtiyaç olduğu görülmektedir. Bunun yanı sıra veterinerlik hizmetleri de ulaşılabilir, ücretsiz ve yeterli düzeyde olmalıdır. Yaralı bir hayvan görüldüğünde, ücretsiz ihbar hattına haber verilebilmeli, kısa sürede veterinerlik hizmeti sunulabilmelidir. Sokak hayvanlarının barınması ve beslenmesi konusunda, hayvan severleri mutlu edecek projelere ihtiyaç duyulmaktadır.

16.  Engellilere özel uygulamalar: Engelsiz kentin ideal kent olduğundan yola çıkarak, engellileri temsil eden STK.larla görüşülmek suretiyle onların yaşamını kolaylaştıracak düzenlemeler yapılmalıdır. Otobüs sürücülerinin, otobüse binecek/inecek engellilere ait rampayı açması ve engelli yurttaşa gereken ilgiyi göstermesi yerinde bir davranış olacaktır. Bunun yanı sıra, belediye otobüslerinde el ile açılıp kapatılan engelli rampalarının elektrikli bir sistemle kayar platform şekline dönüştürülmesi otobüs sürücüleri açısından da uygun bir hal tarzı olacaktır. Zor trafik şartlarında direksiyon sallayan sürücülerin, otobüs yolcularından yardım etmelerini beklemesinin de önüne geçilmiş olacaktır.

17.  Mağaza/dükkan sahiplerinin kaldırımlara eşya yaymaları önlenmeli: Kentin bir çok noktasına baktığımızda, cadde üzerlerinde neredeyse seyyar tezgah açmış işletme görüntüsü veren satış mağazalarını görmek mümkün. Öyle ki bu işgaller nedeniyle kaldırımlardan yayaların yeterince yararlanabildiğini söylemek oldukça zor.

18. Ağaç budamalarının mevsiminde yapılması: Kentin ortak alanlarında mevcut ağaç ve bitkilerin mevsimsel olarak budanmasına özen gösterilmelidir. Özellikle kuruyan yaprakların ağaçlardan dökülüp, yağmur suyu kanalları, mazgalları ve ızgaralarının tıkanması önlenmelidir.

19.  Tabela çirkinliğinin önlenmesi: Mağaza ve dükkanlara ait tabelaların boyut, şekil, renk ve asma şekli bakımından birbirinden farklı olduğu bu durumun tabela kirliliğine yol açtığı düşünülmektedir. Eczanelerde olduğu gibi belirli şekil ve boyutların tespit edilmesi ve bir cadde boyunca aynı boyut ve şekilde tabela asılması estetik olarak da hoş görünecektir.

20.  Kamuya açık yeşil alanlarda (gezinti yerlerinde) piknik masaları ve/veya ahşap oturaklar konulması, sahil boyunca halka açık çay bahçeleri oluşturulması: Belediye marifetiyle tek tip kameriyeler yapmak suretiyle, yan yana sıralanmış çay bahçeleri oluşturulması insanın kendine yakışır bir şekilde kent yaşamına dahil olmasını sağlar. Örneğin; İnciraltı marina ile Kent Ormanı arasında kalan sahil boyu bu amaçla değerlendirilebilir.

21.  Yıkık, virane yapıların belediye tarafından kaldırılması, sokak aralarına terk edilmiş hurda araçların temizlenmesi sağlanmalı: Modern kent estetiği ile bağdaşmayan terk edilmiş, kullanılmayan, kapısı, penceresi olmayan binaların varsa sahipleri vasıtasıyla yıkımı, yıkılması mümkün olmayanların muhafaza altına aldırılması sağlanmalıdır. Sokak aralarına terk edilmiş hurda araçların kaldırılması yönünde bir çalışma başlatılmalıdır.

22. Akıllı trafik sisteminin işler halde kullanılması: İzmir trafiğini rahatlatmak üzere yapıldığı duyurulan akıllı trafik sistemi, sürücülerin yararına olacak şekilde kullanılmalıdır. Altyapı çalışmaları veya trafik kazası vb. nedenlerle kapanan yollar, alternatif güzergahlar da belirtilerek sürücülere bildirilmelidir. Yoğunlaşan trafik akışını hızlandıracak şekilde trafik ışıkları sinyalisazyon sistemini düzenlemelidir. Böyle durumlarda, trafik denetleme ekipleri görevlendirilmesi trafik akışının alternatif yollara yönlendirilmesi, cadde ve sokaklarda yürütülen altyapı çalışmalarının trafik yoğunluğunun az olduğu saatlere denk getirilmesi sağlanmalıdır.

23.  Sayfiye yerlerinde inşaat yasakları titizlikle uygulanmalı, pazar günleri gürültü çıkaran hiçbir alet ve edevatın çalışmasına izin verilmemeli: Yazlık ve/veya tatil yöresi diye adlandırılan bu beldelerde insanların dinlenmesine engel teşkil eden inşaat ve altyapı çalışmalarına izin verilmemesi, pazar günlerinin her yurttaşın dinlenme günü olarak kabul edildiği bir yaşam standardı oluşturulması üzerinde durulmalıdır.

24.  Nikah salonları ücretsiz ya da çok düşük ücretlerle tahsis edilmeli: Yaşanan ekonomik sıkıntılar nedeniyle ailelerin düğün yerine nikah yapmayı tercih edecekleri dikkate alınarak, nikah salonu sayılarının artırılması, bunun yanı sıra nikah salonlarının yurttaşlara ücretsiz veya çok düşük ücretlerle tahsis edilmesi sağlanmalıdır.

25.  Kadın istihdamının desteklenmesi: Pozitif ayrımcılık yapılarak, semt pazarlarında özellikle dar gelirli kadınların ürünlerini pazarlayabilecekleri tezgahların ücretsiz olarak tahsis edilmesi sağlanmalıdır. Bununla beraber, özellikle kış aylarında barınma ve beslenme ihtiyacı duyanların, korumaya alınması konusunda sürdürülebilir projelere ihtiyaç duyulmaktadır.

26.  Katı atıkların geri dönüşüme kazandırılması: Doğanın plastik atıklarla kirletilmemesi yönünde başlatılan ücretli poşet satışının nihai bir çözüm olmadığı herkesçe dile getirilmektedir. Hane halkının, çöpleri katı atıklarla karıştırmadan geri dönüşüm kutularına/konteynerlerine atılması, plastik su şişelerini öğüten, öğütülen her plastik şişe karşılığında kontör yükleyen otomatik makinelerin yaygınlaştırılmasının, cam/metal vb. geri dönüştürülebilir ürünler için de benzer uygulamaların yapılması sağlanmalıdır.    

 

Bir sonraki sohbetimizde SÖZLEŞMELERDE YER ALAN HAKSIZ ŞARTLAR’ı anlatacağız. Bu makaleyi okuduysanız, olumlu/ olumsuz görüşlerinizi yorumlarda mutlaka belirtiniz. Sizlerin daha iyi anlayabilmesi için, makalenin formatı (yazılışı, anlatım biçimi vb.) konusunda da fikirlerinizi önemsiyoruz.

 

Kamu yararına dernek statüsünde olan TükoDer her zaman yanınızda...

Sorularınız için;

Salı-Çarşamba-Cuma günleri 10.30:16.30 saatleri arasında 4454487-4456700 numaralı telefonlardan ulaşabilir, [email protected] e-posta adresine yazabilirsiniz.

TükoDer Bilgi Platformu (İzmir) kullanıcı adıyla facebook, Instagram, Twitter, Linkedin hesaplarımız üzerinden siz tüketicilere hizmet vermeye devam etmekteyiz, bizi takip ediniz...

Bu yazı 2288 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar