Ramazan ayının son günlerinde ,ismet paşa sokağında ki çocuklar bir araya gelirler. Ellerinde 1 metrelik uzun ağaç dalları ile mahalle aralarında dolanmaya başlarlar.Bir yandan da hep birlikte bir tekerlemeyi söylerler.Kimi çekingen,ürkek, kimileri daha güvenli ve gür .Önce yavaş çıkar sesleri.Etrafta kapılar açılıp,'gelin bakaan' dedikçe,kendilerine olan güvenleri artar ve başlarlar tekerlemeye...
''yalıngada,yalıngada
sene de, bene de
cingoz''
Bu tekerleme sonrası evde yapılan 'yalıngada'lar eldeki uzun dallara geçirilir.Birbirlerinin suratlarına bakılır.Bir sonra ki eve doğru yola koyulurdu.Gün bitiminde kim daha çok yalıngada topladı diyerek ,aralarında yarış edilirdi.
Evlerine dönerken,bir yandan yalıngada'ları yer,bir yandan da en çok ben topladım,ismet daha çok topladı,seneye ben daha çok topların diye söylenirlerdi.
YALINGADA;Lokma hamurundan yapılan,ortası delik,gerek sade,gerekse üzerine şerbet dökülerek tatlı yenen bir hamur işi.
Etimolojik kökeni araştırıldığında ,yunanca 'lalangita' kelimesinden geldiği, 1876 da,Ahmet Vefik paşa Lugat i Osmani de farsça 'lalang' olarak karşımıza çıkıyor.Lalangita,kızartma anlamını içeriyor.Girit kökenlilerle birlikte bu yörelere geldiği,Muğla merkez,bodrum ve Fethiye de Lalanga,yalangı olarak da anıldığı biliniyor.
Yumurta,yoğurt,un,karbonat,
Beyaz şeker pahalı olduğundan ve bulunamadığından çoğu kez üzerine Marmaris çam balı dökülüp afiyetle yendiği de oluyor.
YORUMLAR