YEREL YÖNETİCİLERDEN BEKLENTİLERİMİZ


Ülkemiz seçim atmosferinden bir türlü kurtulamıyor. Referandumu, erken milletvekili seçimleri derken yerel seçimler de geldi çattı. 31 mart 2019 tarihinde yine sandıklar kurulacak,  yine anlaşılamayan tartışmalar yaşanacak, trafoya bilmem ama  sandıklara  yine iki ayaklı kediler dadanacak  ya da iki ayaklı kediler oturdukları yerden seçim verilerini tırmalayarak sonuçlara etki etmeye çalışacak.

İçinde bulunduğumuz günlerde siyasi partiler adayların belirlenmesi için hummalı bir çalışma içerisinde.  Aday olmak isteyenler,  Başkente sefer yapan havayolu firmalarının abonesi olmuş  ya da o yöne giden yolları ezberlemiş durumdalar. Üyesi oldukları ve adaylık düşündükleri  partilerin  tepe yöneticilerinin  bir tebessümünü, bir imasını kendilerine destek  olarak kabul etmeye  daha giderken razılar. Parti genel  merkezlerindeki  odalar sürekli dolup boşalırken, adaylık beklentisindeki kimileri kulaklarına kadar kızarmış bir halde oradan ayrılırken, kimilerinin de ağzı kulaklarında ayrıldıklarını görmek olasıdır.

Yerel yönetim seçimlerinde başarılı olmak, özellikle de İstanbul, Ankara ve İzmir gibi nüfus yoğunluğu ve seçmen sayısı çok olan yerleri kazanmak , iktidarı ele geçirmenin de  anahtarı gibidir. Bu nedenle; 31 Mart’taki seçimlerde tüm siyasi partilerin son milletvekili seçimlerine oranla daha heyecanlı olacaklarını ve kazanabilmek için her türlü teşvik unsurunu kullanacaklarını tahmin etmek zor değildir. Nitekim, iktidarın elindeki belediyeler, ne kadar ekonomik güçlük yaşasalar da ne kadar borç yükü altında olsalar da bu günlerde vatandaşlara dağıtılmak üzere harıl harıl firmalara promosyon siparişi vermektedirler.  Gazete haberlerine bakılırsa,   bu promosyonlar oldukça gözalıcı gözüküyorlar.

Elbette  yazımızın  esas konusu bu hediyelerin niteliklerini sayıp dökmek değil. Daha çok bir yerel yöneticide mutlaka olması gereken özelliklere, becerilere, niteliklere değinmek istiyorum.  

5393 Sayılı Belediye Kanunu’na göre, Belediye ve Yönetim Organlarının Görev ve Sorumluluklarını incelediğimizde;  belediyelerin, İmar, çevre, eğitim, sağlık, gıda, tarım, spor vb. hemen hemen her alanda etki yaratmasının mümkün olduğunu görürüz. Bu nedenle de  çok önemli bu görevleri üslenen yerel yöneticilerin mutlaka doğru kişilerden seçilmesi hayati öneme sahiptir.

Belediye başkanları, yukarıda anlatmaya çalıştığım zor yolları aşarak  ve seçimleri kazanarak görevlerine başlarlar. Görev yapacakları  5 yıllık dönem hem uzun hem de kısadır. Köklü değişimler ortaya koyabilmek için kısa iken,  halka dokunmak , onların arasına karışmak, başkanlık yaptığı bölgedeki sosyal dokuyu analiz etmek için ise yeterince  uzundur.

Belediye başkanı halkın içinden geldiği için, halkın dışına hiçbir zaman çıkmamalıdır. Ona başarılı olma gücünü veren yegane motivasyon,  görev yaptığı İl, İlçe ya da bölgede yaşayan insanların huzuru ve mutluluğu olmalıdır. Bu nedenle de o bölgeyi ve  bölgede yaşayanları iyi tanımalıdır.

Bilgi, beceri ve tecrübe içeren donanımlı bir eğitim,  iş yaşantısında elde edilmiş dikkat çekici başarılar, yönetsel becerilere ilişkin  geçmiş referanslar  ve  başarılı yerel yönetim uygulamalarına dayalı  güçlü bir vizyon  başarılı olabilecek bir yerel yöneticinin işaret fişekleridir.

Ulaşılabilir olmalıdır. Kapısı kağıttan olmalıdır. Seçildiği gün, rozetini  yakasından çıkarmalı , görevinin biteceği güne kadar saklaması için  güveneceği birine emanet etmelidir. Ancak, kendisinin seçilmesini sağlayan partiye ve seçmenlerine de sırtını dönmemelidir.  Daha iyi hizmet için, o kanaldan gelecek geribildirimlere kulağını sürekli açık tutmalıdır. Bunu sağlayabilmek içinse partisinin mahalle temsilcisi  vb. konumdaki  görevlileriyle  ve parti örgütüyle iletişimini güçlü tutmalıdır.  Tüm meclis üyeleriyle olduğu gibi , özellikle partisinden kendisiyle birlikte seçilen Belediye Meclis üyeleriyle uyumu , başarılı çalışmalarının anahtarı niteliğindedir. Unutmamalıdır ki o belediye başkanının başarı ya da başarısızlıklarının izahını bölge seçmenlerine çoklukla partisinin örgütü ve üyeleri yapmak durumunda kalmaktadır.

Ekibini etkin bir şekilde yönetecek yetkinlikte olmalı, yönetsel yetkileri hiyerarşik yapı içerisinde dağıtırken ortak aklın gücüne her zaman inanmalı, ancak sonuçları nesnel bir bakışla sık sık denetlemeyi  ihmal etmemelidir.

Tüm bunlardan önemlisi, samimi olmalıdır. Güven uyandırmalı, güven beklemelidir.

Görev yaptığı bölgede uygulanacak projelerde, projeye ilişkin uygulamaların etkilerini önceden öngörerek, mağduriyetlere yol açmamalıdır.

Etki uyandıran yerel yöneticilerin çoklukla;  sıra dışı bir karakter yapısına , yapıcı bir  hırsa, başarma azmine , başarılarını paylaşma bilincine, yöre insanlarının aidiyet duygusunun gelişimine  olumlu katkı sağlama isteğine  sahip olduğuna ve  kendisinden donanımlı kişilerle  işbirliğine tereddütsüz girebildiğine tanıklık edilebilmektedir.

Sonuç olarak, başarılı bir yerel yönetici; çok yönlü düşünmeli ve davranabilmelidir. Düşünüş ve davranış tercihleri toplumda kabul görmelidir.

 

Ahmet KARAKUZULU

İzmir, 21.11.2018