BİNAMIZI NASIL YENİLEYECEĞİZ?


İZKENDER bünyesin de şimdiye kadar onlarca bina ve site ile görüşmeler yaptık. Maliklerin kafası çok karışık. Ulaştıkları bilgilerin çelişmesinden ve yerel-genel idarenin farklı söylemlerinden karar almakta zorlanıyorlar. Orta ve ağır hasarlı binalar için çözüm önerileri ve kolaylıkları sağlanırken, hafif hasarlı ve hasarsız binalar için çok fazla alternatif sunulamamakta. Depremin yarattığı endişe kaynaklı; birçok vatandaş dairelerinde oturmamakta. Yaptırdıkları “Kentsel Dönüşüm Risk Analizi” sonuçlarını gören vatandaşlar, iyice tedirgin olmakta. Mevcut mevzuat kaynaklı sıkıntıların giderilmesi için ortak bir akla ihtiyaç var. Fakat vatandaşın çok fazla zamanı yok. Kiraların 2,500 lira civarında olduğu düşünüldüğünde, her geçen ay insanların kaybı artmakta.

            Süreçte İzmir Büyükşehir Belediyesinin; mevcut yapıların alanının korunması için aldığı meclis kararı yapılan en iyi icraat olarak dikkatimizi çekti. Tunç Soyer’in kredi için yaptığı çalışmalar, Cumhurbaşkanlığının onayına takıldı. Eğer bu kredi sağlanırsa depremzedeler rahatlayacak gibi görünüyor. Diğer yandan merkezi hükümetin “6306 Yasa ile Afet Alanı” ilan ettiği noktalarda binalar hızla yükselmekte. Burada çalışmalar hızla yapıldığından, vatandaşın hakları ve ödemeleri daha netleşmedi. Hızlı yapılan çalışmalarda, vatandaşların yeterince bilgilendirilememesinden kaynaklı sorun ve şikayetler had safhada. Çalışmalar Ankara Merkezli yapıldığından, Çevre Şehircilik İl personeli de çok fazla bilgi sahibi değil. Fakat icra noktasında hızlı ve çözümcü olması takdire şayan. Burada “Afet Alanı” dışında orta-ağır hasarlı bina maliklerine imzalatılan; “Rezerv Alan da konut talep formları” kafa karışıklığına neden olmakta. Bu durumların, Bakanlık tarafından gözden geçirilerek vatandaşa net bilgi vermesi gerekmektedir.

            Karşıyaka, Bornova, Çiğli, Buca, Seferihisar, Konak ve Bayraklı da birçok malikle, bilgilendirme toplantıları yaptık. Kentsel Dönüşüm sürecinde neler yapacaklarını anlattık ve onların sorunlarını dinledik. Öncelikli olarak maliklerin müteahhit firmalardan aldıkları tekliflerin ödenebilir sınırlarda olmadığını gördük. Kentsel Dönüşüm Kredisi’ne ulaşmanın zor olması da ayrı bir handikap. Salgın ortamında insanların toplanıp karar alması ise ayrı bir sorun teşkil etmekte. Mansuroğlu ve Manavkuyu mahallelerinde hasarsız binalar da bile birçok insan oturamıyor. Hal böyle olunca insanların maddi kaybı gün geçtikçe artmakta. Tüm bu ve benzeri veri ve bilgiler ışığında bizlerde çözüm önerileri ve taslakları hazırladık.

            Binalarını dönüştürmek isteyen maliklere öncelikle;

tavsiyemiz olur.

            En uygun fiyatlı yapım modeli kooperatif sistemidir. Burada iyi bir ana sözleşme ve uzmanlardan oluşan müşavir bir ekiple yola çıkmanız sizlere birçok kazanç getirecektir. Bu kazançlar:

 

Kooperatif denince, insanlar hemen karşı çıkıyor. Her ailenin sorunlu bir kooperatif hikayesi bulunmakta. Bu sistemde dikkat edilmesi gereken ve alınması gereken birçok tedbir bulunmaktadır. Mimar, mühendis, avukat ve iktisatçı arkadaşlarımızla hazırladığımız “Elbirliği Yapım” modelini öğrenmek için derneğimizle irtibata geçebilirsiniz. Sorun ve sıkıntıları tespit etmek önemli bir adım olsa da çözümcü bir süreç sonuca ulaştırabilir...