Kılıçdaroğlu'ndan yargı açıklaması: 'HSK ikiye ayrılacak, savcıyı avukatın yanına indireceğiz'

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, iktidara gelmeleri halinde yargı kanadında yapacakları değişiklikler hakkında konuştu.


Kılıçdaroğlu'ndan yargı açıklaması: 'HSK ikiye ayrılacak, savcıyı avukatın yanına indireceğiz'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, özellikle son yıllarda verilen kararlar nedeniyle Türkiye sınırlarını da aşıp uluslararası kamuoyunda tepki çeken ve iktidara yakın isimlerin egemenlik sağlamasıyla 'tarafsızlığını ve bağımsızlığını kaybettiği' görülen yargı bürokrasisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Gerçek Gündem'e konuşan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, iktidara gelmeleri durumunda hangi adımları atacaklarına dair soru üzerine "Siyasallaşmış unsurların yargıdan arındırılması lazım. Çünkü onlar yargıç değil, bir merkezden aldıkları talimatın gereğini yapıyorlar. Bu, Türkiye için çok tehlikeli ve adalet için de çok tehlikeli. Toplumdaki adalet duygusunu sarsıyor. Toplumdaki 'Ülkede adaletsizlik var' duygusu güçleniyor" yorumunda bulundu

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin bu durumdan süratle çıkarılması gerektiğini belirterek, şu açıklamaları yaptı:

HSK iyiye ayrılacak

"Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu, ayrı ayrı kurullar olacak. Hakimler kuruluna hiçbir siyasetçi girmeyecek, nitelikli insanlar girecek. Gerçek anlamda yargıçlar girecek.

‘Siz doğru karar verin, biz sizin arkanızda duracağız’ denilecek. Savcılarda öyle değil, Adalet Bakanlığı da oraya girebilir.

'Savcıyı avukatın yanına indireceğiz'

Savcıyı kesinlikle avukatın yanına indireceğiz. Hakimin yanında oturan savcı olmaz.

Savunmayla iddia makamının aynı düzlemde olması lazım. Bu çerçevede bakıyoruz.

AYM ve Yargıtay'a üye seçimlerinde yeni kriterler

Parlamentoda Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Yargıtay üyeleri seçilecekse, yargıcın bir üst mahkemeye terfisiyle ilgili ya da AYM'ye gönderilmesiyle ilgili bazı objektif kriterlerin konulması lazım.

Örneğin; AYM'ye yargıç olarak atanacaksanız ve Yargıtay üyesiyseniz sizin kaç kararınız Yargıtay tarafından onandı, kaç kararınız bozuldu? Bilimsel makaleniz yayınlandı mı, yayınlanmadı mı? Yabancı dil biliyor musunuz, bilmiyor musunuz? Yabancı yargıçlarla toplantılara, panellere katıldınız mı, katılmadınız mı? Bunları bileceğiz.

'Yargıçlık yapıp yapmadıklarını ölçmemiz lazım'

Objektif bazı kurallar konacak ve şöyle denecek: Bu kurallar - bunlar Meclis içtüzüğünde olacağı için - bu kurallara uyan kişiler özgeçmişleriyle başvuracaklar. Kurallara uymayanlar zaten istese de başvuramayacak. Yani öyle kurallar koymalıyız ki, yargıcın siyasi görüşünden bağımsız olarak gerçek anlamda yargıçlık yapıp yapmadığını ölçmemiz lazım.

Adalet Bakanlığı'nda daha önce bazı objektif kurallar vardı ama bunlar siyasiler tarafından dejenere edildi maalesef. Bir örnek vereyim size; şöyle bir hüküm var kanunda: 'Bir hakim veya savcı seçime girerse ve kazanamazsa görevine dönemez. Bağımsız da girse dönemez.' Bu hüküm olduğu halde, partinin il başkanlığı veya ilçe başkanlığında görev alan avukatı getirdiniz hakim yaptınız. Aykırı bu. Kimse 'Bu yanlıştır' demedi.

Bir başka gerçek daha var. Yargıçlar genelde küçük yerlerden başlatılır, deneyim kazansın, birikim olsun diye. Belli bir zaman dilimi içinde büyük kentlere getirilirler. Bu da kalktı. Hakime avukatlar öğretiyorlar 'kararı şöyle yazacaksın, böyle yazacaksın' diye. Bilmiyor adam."

'Savcı polisle Ceyhan Belediye Başkanı'na kumpas kurdu'

Kılıçdaroğlu, sözlerinin devamında savcıların bazen yanlış ya da yalan iddianame düzenleyebildiklerini de hatırlattı.

Bu noktada eski Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar'ın 'rüşvet' iddiasıyla tutuklandığını ve delil diye ortaya konulan kayıtların sahte çıktığını belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Savcılar bazen yanlış ya da yalan iddianame de düzenliyorlar. Ceyhan Belediye Başkanımızla ilgili bir iddianame var. İddianamede birisi bizim belediye başkanımıza rüşvet vermiş. Adamı tutukladılar. Avukat arkadaş gitti, 'Ya sen aldın mı?', 'Emin misin?', 'Evet eminim, alsam söylerim zaten'

Bunun üzerine avukat, telefonla yapılan görüşmenin kayıtlarının dinlenmesini istedi mahkemede. İtiraz ettiler 'gerek yok' diye, kıyameti kopardılar. Hakim mecburen getirdi telefon kayıtlarını. Telefonda rüşvet alan kişi bizim belediye başkanımız değil, başka bir adama vermiş. Polisle birlikte savcı, gerçekten bizim belediye başkanımıza kumpas kuruyorlar, rüşvet aldığını iddia ediyorlar.

'O hakimi ve savcıyı şikayet ettik'

Biz de bilmiyoruz, savcı deniliyor, polis deniliyor, tutanak deniliyor... Biz bu savcıyı ve hakimi şikayet ettik. Ne tür sonuç çıkacak bilmiyoruz. Sahte delillerle bir kişiyi mahkum etmek isteyen insanlar var maalesef."