Gazeteci Erek, "İzmir'deki toplu taşıma dağıtımında adaletsizlik var"

Turuncu TV’de önemli açıklamalarda bulunan İlkses Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Gazeteci Erdal Erek, İzmir’deki toplu taşıma dağıtımında adaletsizlik olduğunu savundu.


Gazeteci Erek,

İlkses Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Gazeteci Erdal Erek ve Gerçek Haberci İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Gazeteci Adem Nakçı Turuncu TV’de yayınlanan Gerçek Haberci İle Gündem programında gündemi değerlendirdi. Erek, İzmir’in toplu ulaşımda dengesiz dağılım olduğunu söyledi.
“Otobüs hareket noktalarında dengesizlik var”
Kuzey aksında tramvay İZBAN bir kısmında metro, vapur ve otobüsler olduğunu belirten Erek, “Ulaşım yoğunluğunu merak ettim. Kuzey ve Güney’in nüfusu çok farklı, sadece Buca’nın nüfusu öğrenciler ile beraber 600 bine dayandığı söyleniyor. Orada da sadece İZBAN var ve metro yok. Şirinyer ciddi bir ağırlık kaldırıyor. İzmir’de toplam 1528 otobüs var, 493 Bornova 468 Buca. Aynı oranda İzmir’in bütün ana yükünü çekti tarafa az veriliyor. İzmir’deki toplu taşıma dağıtımında da adaletsizlik var. Hem reklam dağıtımında hem de otobüs hareket noktalarında dengesizlik var. Toplu taşımayı bütün olarak düşündüğümüzde büyük bir sıkıntı var. Tunç Bey, ilk 100 günde 3 tane battı çıktı yol yapılacaktı, Alsancak, Basmane ve Karşıyaka’da. Pandemi vardı, yollar bom boştu. Neden o zaman yapmadılar? Kent sürekli nüfus alıyor, yaşlı nüfus sürekli İzmir’e yerleşiyor. TÜİK’e göre ortalama yıllık 25 bin göç alıyoruz” dedi.
“Otobüslerin üstünü içini ihaleye veriyorsunuz”
Erek, İzmir’in, önemli ticaret hacmi olduğu bir kent olduğunu kaydederek, “Biz sadece belediyelere gazetecilik yapmıyoruz halka gazetecilik yapıyoruz. Esnafın, eğitimcilerin, memurların, engellilerin sorunu var. Engelliler son 5 yıldır bağırıyorlar, toplu ulaşımda sesli uyarı sistemi yok. Görme engelli bir vatandaş birinin yardımı olmadan istediği durakta inemiyor. Görme engelliler için ses sistemi kurmuyorsunuz; ama her otobüse televizyon kurarak reklam yapıyorsunuz. Otobüslerin üstünü içini ihaleye veriyorsunuz. Bu çok iyi bir reklam; ama her şeyin bir ölçüsü var” diye konuştu.
“Biz gazeteci olmaktan önce vatandaşız”
İzmir’in birçok bölgesinde sıklıkla göze çarpan reklam panolarına da değinen Erek şunları söyledi:
“Biz gazeteci olmaktan önce vatandaşız, İzmir’in her yerini gezen, her sokağına giren vatandaşız. Son birkaç ayda dikkatimi çeken şu oldu; nereye gitsem pano var, tabelalar var. Elektrik direklerinden tutun her yerde. Bunlar dikkatimi çekince küçük bir araştırma yaptım. Bu proje Aziz Başkan döneminde gelmiş; ama reddedilmiş. İzmir’de 245 milyon bedelle 10 yıllığına kazanıyor. Burada sıkıntı şu bir siyasetti kenti 5 yıllığına alıyor; ama verdiğiniz ihale 10 yıl. Meclis belgelerinde de okudum muhalefetin çok tepkisi olmuş; ama her şekilde geçmiş.”

“Gelen turiste reklam mı izleteceksiniz?”
Erek, 50-30 metrede bir cep tabelası dikildiğine dikkat çekerek, “Turist bekliyorsunuz, gelen turiste reklam mı izleteceksiniz? Bunun kentin yararına değil zararına olduğu açık. Bunu Buğra Beye sormak lazım çünkü Aziz Bey ve Tunç Bey varken de Buğra Bey vardı. Bunun nasıl olduğunu en iyi Buğra Bey bilir. Biz bu durumu İlkses Gazetesi’nde de dile getirdik ve manşet olarak verdik. Bu konuda vatandaştan olumlu tepki aldık. İzmir’in güzelim alanları reklam ile dolu” ifadelerini kullandı.
Nakçı, “Abartmadan yapılmalı”
Gazeteci Nakçı ise konuya yönelik görüşlerini aktararak, restorasyon yapılacak bütçe yoksa kentin birkaç yerine daha yüksek rakama ve daha az süreye ihale yapılmasının daha uygun olduğunu dile getirdi. Yapılan bir projeyi hatırlatan Nakçı, “Sonra o yerleri restore edersin hem de insanlara yeni bir merkez katarsın. İş Eğitim ve Kültür Merkezi yapıldı, İzmir’in dezavantajlı gurubunun yaşadığı yere insanları mesleğe yönlendirmek için merkez yapıldı. Daha yüksek fiyata ve daha az süreye abartmadan yapılması gerekiyor” sözlerine yer verdi.
“Birbirinin zıttı işler yapılıyor”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in sosyal yardımlaşma ve acil işlerde çok iyi çalıştığına dikkat çeken Erek şöyle devam etti:
“Siz yavaş şehir yapacağız diyorsunuz; ama reklamlara giriyorsunuz. Bir taraftan bisiklet yollarını geliştirmeye çalışıyorsunuz, bir taraftan onun zıttı olan farklı işlere imza atıyorsunuz. Tunç Başkan, yardımlaşma konusunda çok iyi çalışıyor özellikle acil durumlarda. Bu kadar emek verilen bir yerde bu kadar göze batan şeylerin kendisine zarar vereceğini düşünüyorum. Bu kadar yapılan hizmetin karşılığı ucuz reklamlarla kentin her yerini doldurmak olmamalı. Siz buraya halk adına çalışmaya geliyorsunuz, halkçı başkanım diyorsunuz. Bir taraftan halk için uğraşırken halkın yaşam alanlarını reklam ile kapatmanız zıt davranış olduğunu gösteriyor.”
“İzmir’in iktidardan farkı kalmadı”
Son olarak, Marmaris’teki yerel medya çalıştayına değinen Erek, “Havuz medyası olarak İzmir’in iktidardan farkı kalmadı. Bir kere CHP İzmir’de iktidar ve Türkiye’nin 11 büyükşehirde iktidar. Kendisi de havuz medyası oluşturuyor. Bunu yerel medya çalıştayında gördük. 70 yıllık radyo çıktı konuştu ‘Belediye başkanı ile anlaşamadığım için kapandım’ dedi. Kılıçdaroğlu çıktı ve net bir şekilde belirtti ‘Biz bütün büyükşehirlerimizde bütün medyaya objektif bir şekilde davranmak zorundayız’ dedi. Genel başkanınız objektif olun diyorsa sizin havuz medyası oluşturmaya hakkınız yok” açıklamasını yaptı.