CHP İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç: “İşkencelerin en kötüsü kanunla işkence etmektir

Gelin, vatandaşlarımıza ve hukukçularımıza bu zulmü reva görmeyelim”


CHP İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç: “İşkencelerin en kötüsü kanunla işkence etmektir

CHP İzmir Milletvekili ve KİT Komisyonu Üyesi Av. Sevda Erdan Kılıç, TBMM Genel Kurulu’nda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin 1. Maddesi üzerinde partisinin önergesi üzerine konuştu.

     Bu maddedeki düzenlemeyle tarafların hak kaybına uğramalarının önüne geçildiğini, fakat teklifin geneline bakıldığı zaman bazı aksaklıklar olduğunu tespit ettiğini ifade eden Av. Kılıç, “Son yıllarda giderek artan şekilde birçok temel kanunda değişiklikler yapılmaktadır. Bu değişiklerin neredeyse tümü hiç tartışılmadan ilgili kişi ve kurumların görüşleri alınmadan alelacele Meclis’e getirilmiş kısa sürede de kanunlaşmıştır. Acele kanunlaşma telaşı kısa bir süre sonra aynı kanun üzerinde defalarca değişiklik yapılması zorunluluğunu ortaya koymuştur. Bu da yasama faaliyetlerini kısır döngüye sokmuş, işlevsiz çalışmasına neden olmuştur.” dedi.

     Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 1927 yılından 2011 yılına kadar 84 yılda 33 kez değişmişken, 2011 yılında çıkarılan kanunun 19 kez değişikliğe uğradığını ifade ederek, “Bu değişiklik de kanunun sistematiğini ve ruhunu bozmanın yanında, ilgili kişi ve kurumlarca hiç tartışılmadan yürürlüğe konmasına sebep olmuştu. Bir söz vardır: ‘İyi yasalar daha iyilerinin yapılmasına, kötüler de daha kötülerin yapılmasına sebep olur.’ diye.” ifadesini kullandı.

 

  • “Hukukun en önemli ihtiyacı iyi yetişmiş hukukçulardır”

 

     Bugüne kadar yapılan değişikliklerin çoğunun reform adı altında, yargılamanın hızlandırılması amacıyla yapıldığını fakat yargılamanın daha da ağırlaştığını vurgulayan Av. Kılıç, şunları kaydetti:

     “Çözüm bekleyen, bilinen sorunlar ortadayken sık sık kanun değiştirmenin uygulamaya da büyük zarar verdiğini söylemek durumundayız. Bu kadar sık kanun değişikliği, değişiklikleri hem hakimler ve savcıların hem de avukatların takip etmekte zorlanmasına, içtihatların oluşmamasına neden olmaktadır.

      Yargıda değişiklik yapılırken çözülmemiş sorunlardan işe başlamak gerekir. Hukuk fakültelerindeki eğitimin nasıl daha nitelikli olabileceğinin ele alınması, hukuk fakültesi açma hızının kesilmesi gerekmektedir. Öğretim üyesine, kütüphanesine, bilgiye, tecrübeye sahip olmayan hukuk fakülteleri mantar gibi türemiştir. Bu sorunun önüne geçilmedikçe sorunun köküne inilmedikçe hiçbir sorunu çözemeyiz, çünkü hukukun en önemli ihtiyacı iyi yetişmiş hukukçulardır.”

     CHP İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, hukuk sistemindeki yargı ve hakim bağımsızlığının da en başlıca sorunlardan birisi olduğunu belirtti.

     “Hakimlerin mesleğe alımında yapılan sözlü sınavların bağımsız ve tarafsız kişilerce yapılmaması, sınavı geçenlerin çoğunun iktidar partisinin ya üyesi ya da sempatizanı olması, yargı bağımsızlığını ortadan kaldıran unsurlardandır.” diyen Av. Sevda Erdan Kılıç, “Elbette, tüm kanunlar zaman içinde değiştirilebilir ancak bunlar yapılırken vatandaşların ihtiyaçları, ilgililerin görüşleri esas alınmalıdır.” şeklinde konuştu.

 

  • “Değişiklik yapmak için değişiklik yapılıyor”

 

     CHP Milletvekili Av. Kılıç, TBMM Genel Kurulu’ndaki konuşmasında sözlerini şöyle tamamladı:

     “Teklifin tamamına baktığımızda, Anayasa ihlal edilmiş, hak arama özgürlüğü kısıtlanmış, yüz yüzelik ilkesi çiğnenmiş, vatandaşların duruşmaları izleyebilme hakları elinden alınmış, zorunlu arabuluculukla Tüketici Kanunu ve doğal hakim ilkesi de çiğnenmiştir. Sonuç olarak, birkaç yararlı hüküm dışında değişiklik yapmak için değişiklik yapıldığını, bunların çoğunun da kanun yapma tekniğine, usul hükümlerinde dikkate alınması gereken temel amaç ve ilkelere aykırı olduğunu görmekteyiz. 
    Teklifteki düzenlemeler, taraf menfaatlerini korumaktan çok mahkemelerin uygulamalarına kapı aralamakta, onların daha az usulle bağlantılı olacak işlerini yapmakta ve sanki ‘her yiğidin bir yoğurt yiyişi var’ anlayışı gibi ‘her hakimin ayrı bir usulü var.’ anlayışının yerleşmesini sağlayacaktır ki bu da hakimler üzerindeki iktidar baskısını daha da artıracaktır. İşkencelerin en kötüsü kanunla işkence etmektir. Gelin, biz vatandaşlarımıza ve hukukçularımıza bu zulmü reva görmeyelim. Bu kanunlar, avukatlar, hakimler, savcılar ve barolar, kısacası adalet hem size hem bize bir gün lazım olacaktır.”