Evde kalmanın dayanılmaz maliyeti

Bütün dünyayı tehdit eden Virüs salgınını durdurmanın en kolay ve etkili yolunun evde kalmak olduğu sıkça dile getirilirken evden çıkılmamsı yönünde de çağrılar sıkça tekrarlanıyor. Ancak Evrensel' den Nazife Yaşar' ın haberinde evde kalmanın sanıldığının aksine çok yüksek maliyeti olduğu gözler önüne seriliyor.


Evde kalmanın dayanılmaz maliyeti

Evrensel Gazetesi' nden Nazife Yaşar' ın haberi...

Koronavirüs tehlikesi tüm dünyayı tehdit ederken, salgının önüne geçebilmek için ‘Evde kal’ çağırılarına uyan milyonlarca dünyalı evlerimize çekildik. Ne olacaktı ki, bir süre evde kalacaktık. Hem özlemiştik evde kalmayı. Belki de fırsata çevirecektik. Okumayı ertelediğimiz kitapları okuyacak, kaçırdığımız filmleri izleyecek, müzik dinleyip yatacaktık. Ne güzeldi...

Ama pek öyle olmadı. Değil kitap okumak, film izlemek, haberleri takip etmeye ancak vakit buluyoruz. Kabaran faturalar da cabası.

Faturalar nasıl kabarmasın; ev ahalisi gece gündüz, tam tekmil evde. Bütün gün televizyon açık. Telefonlar, tabletler, masaüstü, dizüstü bilgisayarlar havayla şarj olmuyor. Akşamdan akşama yemek yenilen evlerde üç öğün az geliyor. Çay, kahve yalnız yenmiyor, yanına kekler, tatlılar, börekler, kuru yemişler, atıştırmalıklar... Eee bunlar da soba üstünde pişmiyor, elektrik yakan fırınlar, doğal gazlı ocaklar durmadan çalışıyor. Üstüne bunları yaparken ve yedikten sonra harcanan su... Yemek yap su, bulaşık yıka su, alışveriş yaptın, makarna paketinden poşete her şeyi önce sabunla sonra durula su, elbiseleri yıka su, sık sık duş al su... Bütün bunları geçtim sırf el yıkarken harcanan su bile dünya para...

Ya market alışverişleri. Evden çıkmamak için bir kerede yapılmak zorunda kalınan aylık alışverişlerdeki ‘küçük zamlar’ bütçede büyük gedikler açıyor. Bu durumu sadece biz mi yaşıyoruz diye merak edip sağa sola sormaya başladım. Tabii ki telefonla. Tanıdıkları aradım, dışarıya çıkıp sokak röportajı yapamadığım için rastgele numara çevirip “Ben gazeteciyim, evde kalmak faturalarınızı kabarttı mı?” diye sordum. İşte cevapları:

ELEKTRİK, DOĞAL GAZ KULLANIMI ARTTI
Ahmet Karakoç Antep’te yaşıyor. İnşaat için gerekli elektronik aletler satıyor, satış temsilcisi. “Market fiyatları fırsatçılıktan arttı, en az 1000-1500 lira arası giderimiz oluyor” diyor. Dört kişiden oluşan Karakoç ailesinin doğal gaz faturası 756 lira gelmiş. Hatta “Yeni ödedim geldim” dedi. Her ay 120 lira gelen elektrik faturası 176 lira gelmiş. Su faturası da 281 lira... “Bütün aile evdeyiz, harcanıyor” diyor. Söz konusu Antep sofrası olunca mutfak giderlerini fazla deşmiyoruz.  

Reklam

 
Arzu Sertoğlu Elazığ’da yaşıyor. Sekiz yaşında bir çocukları var. “Bodrum katında oturuyorum, 7-24 lambalar yanıyor. Önceden dışarıya çıkıyorduk, şimdi hep evde olduğumuz için yakıyoruz. Temizlik, yemek, ütü, ısınma derken harcanıyor” diye anlatıyor durumu. Baharat dükkanı varmış, depremde yıkılınca artık çalışmıyormuş. Eşi lokantada çalışıyormuş, onlar da kapatılınca evdeymiş. Depremden sonra belediye su faturası göndermiyormuş ama 200-300 gelen doğal gaz 500 lira gelmiş.

YEMEK VE TEMİZLİK MASRAFI ARTTI
Ankara’da yaşadığını söyleyen Nermin çalışmıyor. Dört kişiden oluşan ailenin tüm fertleri evde. Nermin faturaların artacağını tahmin ediyor. “Herkes kendince bazı şeylerden tasarruf yapar. Ben de mutfaktaki ve banyodaki lavabonun sıcak su musluklarını kapatmıştım. Ispanak yıkarken bile açmazdım. Ama koronavirüs için ‘Elinizi sıcak suyla yıkayın’ önerisinden sonra mutfaktaki ve banyodaki sıcak suyu açtım. Bu hem doğal gaz hem de su faturamı etkileyecek biliyorum ama yapacak bir şey yok. Su faturamız 80-90 lira arasında gelirdi. Şimdi en az 200 falan gelir” diyor.

Bir şirketin halkla ilişkiler departmanında çalışan Sevda Çelik de evde kalmanın çok masraflı olduğunu söylüyor. Çünkü diyor, “Daha fazla yemek pişiyor. Ben öğlen evde yemek yemiyordum. Sabah kahvaltı yapıp çıkıyordum. Benim dışımda aileden iki kişi daha böyleydi. Toplam altı kişilik ailenin bütün fertleri evde. Elektrik, doğal gaz, su, mutfak, deterjan harcamaları arttı. Bu harcamalarda, kişi sayısının artmasının yanında virüse karşı önlem almak için daha fazla kullanıldığı için ayrıca bir artış oldu. Tuvalete bile daha çok gidilir oldu.”

GELİR DÜŞTÜ
Hatice Çerçici’nin eşi emekli, bir oğlu çalışmaya devam ediyor. Ailesi beş kişiden oluşuyor. “Yeni doğmuş bebeği de sayarsak altı olduk” diyor. Güvenlik görevlisi olarak çalışan oğlu dışında herkes evde. “Market alışverişimiz değişmedi çünkü stoklamıyoruz” diyor. Ama “Geçen ay 50 lira gelen su faturamız bu ay 150 lira geldi” diye ekliyor. Diğer faturalar henüz gelmemiş, ama onları da yüklü bekliyor.

Öğrenci servisi yapan Ökkeş Yıkılmaz, okullar kapalı olduğundan para alamıyor. Şimdi bir fabrika için ayda 1500 liraya servis yapmaya başlamış. Aylık 10 bin lira olan geliri 1500 liraya düşmüş, çünkü fabrika tek vardiya çalıştığı için günde tek servis yapabiliyor.