Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin (DEÜ GSF) yeniden taşınmak istenmesi, fakülte öğrencileri ve akademisyenleri tarafından tepkiyle karşılandı.
DEÜ GSF, birkaç yıl önce Alsancak’taki yerleşkesinden Narlıdere’ye “mevcut binanın depreme karşı dayanıklı olmadığı” gerekçesiyle taşındı. Fakülte, tekrar aynı gerekçeyi sunularak Tınaztepe’ye taşınmak isteniyor.
Herkes etkilenecek
BirGün’den Anıl Ataş'a konuşan fakülte öğrencisi Meryem Görüş, “Bu aslında 4-5 senedir ortada olan bir mesele. Fakültemizi taşımak istedikleri binada sınıf ya da atölye olarak kullanılabilecek alan bulunmuyor. Burası rektörlük binası olarak hizmet etme amacıyla inşa edilmişti. Bizim atölyelere, sahnelere, stüdyolara ihtiyacımız var. Sonuçta derslerimizin yüzde 80’i uygulamalı olarak işleniyor. Sınıfların değil ofislerin olduğu, pencerelerin bile olmadığı bir binada eğitim görmek istemiyoruz. Bizim derdimiz taşınmak da değil, biz o binanın ihtiyaçlarımızı karşılayacak bir ortam sağlamamasına tepkiliyiz. Gerekli olanaklar sağlanırsa taşınmak bizim açımızdan herhangi bir problem teşkil etmez” ifadelerini kullandı. Aynı zamanda maddi sıkıntılar da yaşayacaklarını belirten Görüş, “Sadece biz değil, fakülte personelleri de bundan etkilenecek” dedi.
Eğitim sekteye uğrayacak
DEÜ GSF Öğrenci Dayanışma Grubu adına BirGün’e konuşan B.A. ise, “Taşınma söylentilerinin gerçek olduğunu öğrendiğimizde bir imza kampanyası başlattık. Bunun üzerine Rektörlük taşınma gibi bir durumun olmadığına dair bir açıklama yaparken Dekanlık ise bizleri üstü kapalı bir şekilde soruşturmayla tehdit etti. Bizleri taşımayı düşündükleri bina öğrencinin ihtiyaçlarını karşılayamayacak bir biçimde tasarlanmış” ifadelerini aktardı.
B.A., “Öğrencilerin sorularını yanıtsız bırakan dekan, ‘Eğitim yüzde 50 sekteye uğratılabilir.’ diyor. Bu ne demek? Biz boşuna mı eğitim göreceğiz?” dedi.
Akademisyenler de tepkili
Fakültenin taşınmasına akademisyenler de tepki gösteriyor. Akademisyenler yayımladıkları açıklamada özetle şu ifadeleri kullandı: “Bütün rektörlükler üniversitelerin geleceği hakkında planlama yapma ve strateji geliştirme hakkına sahiptir tabii ki ancak bunu dünyanın her yerinde üniversite bileşenleri ile karşılıklı fikir alışverişi ile yürütürler. Rektörlük üniversitenin geleceği ile ilgili bir planlama yapacak ise biz buradayız, bunları konuşmak, tartışmak ve hep birlikte planlamayı yapmak mümkündür.
Bu bağlamda, can güvenliği kaygıları da göz önüne alınarak acil bir tahliye işlemi gerekiyor ise, İzmir merkezinde hayırseverlerin eğitim amaçlı bağışladığı kamuya ait binalar ya da yine kamuya ait eski fabrika binalarının sanat eğitiminin asgari şartlarını karşılayabilecek şekilde hızlıca dönüştürülmesi mümkün görünmektedir. Bu konuda rektörlükle ortaklaşa çalışarak, hızlıca herkesi memnun edecek çözümlerin üretilebileceğini düşünüyoruz.”
YORUMLAR