Burası Ankara'nın bu haftaki konuğu gazeteci/medya ombudsmanı Faruk Bildirici oldu. Bildirici Cumhuriyet'te stajyer olarak başlayıp, Hürriyet'in okur temsilciliğine uzanan meslek yaşantısını Erkan Yıldız'a anlattı.
Bildirici programda yakında çıkacak olan "medyanın ombudsmanı sarayın medyası" adlı kitabıyla ilgili de bilgi verdi. Bildirici gazetecilikte arşivciliğin çok önemli olduğunu, kendisinin de uzun yıllardır gazetecilik camiasındaki tanıklıklarını, gözlemlerini, toplantılarda konuşulanları kaydedip sakladığını bildirerek bunu şimdi kitaplaştırdığını söyledi.
Kitapta çok sayıda ismin geçtiğini, bu isimlere kitaptaki ilgili bölümleri önceden göndererek maddi bir hata olup olmadığını ve onlara da söz hakkı tanımak istediğini söyleyen Faruk Bildirici, Aydın Doğan'la yaşadığı diyaloğu da şöyle anlattı:
Dedi ki bana 'Sen bana kin duymuşsun, o yüzden bunu yazmışsın'
Hayır ben sana niye kin duyayım. Ben kitapta Aydın Doğan döneminde gazetecilikte sendikanın nasıl yok edildiğini anlattım. Ve bunu Aydın Doğan'ın yaptığını, önce Milliyet'te, sonra Hürriyet'te yaptığını, sonra da zaten bütün medyada sendikanın yok ediliğini anlattım. Buna itiraz ediyor, diyor ki 'sendikacılar benim gazetemi elimden alacaklardı'
Sonuçta anlaşamadık. Ama onun cevabını da ilgili yere ekledim, kendi görüşümü de ekledim. Okurlar değerlendirsin.
YORUMLAR