ŞEKER GİBİ TEHLİKE (!) NİŞASTA BAZLI ŞEKERLER (NBŞ)

Yayınlanma: 16.03.2018 11:03 Güncelleme: 16.03.2018 11:14

Ülkemizde şeker, şeker pancarından elde edilir. Şeker vücudumuza enerji sağlar. Başka bir besin değeri yoktur. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) çocuk ve yetişkinlerin günlük aldığı enerjinin %10 ‘undan az kısmını basit şekerin oluşturmasını önermiştir ve ideal olanın bu miktarı daha aşağıya çekmek olduğunu vurgulamıştır.   Örneğin ; enerji ihitiyacı 2000 kalori olan bir bireyin günlük maksimum şeker üretiminin 50gr ( kalorinin %10’u) yani 12 çay kaşığından fazla olmaması gerektiğini belirtmiştir. Glikoz, früktoz gibi basit şekerler hazır gıdalarda sıkça kullanılıyor. Üzerinde ‘şeker eklenmemiştir’ ibaresi bulunan meyve suyu ve bal gibi ürünler basit şeker içeriyor. Yaklaşık 50 gr basit şekere tekabül eden ve günlük hayatmızda karşımıza çıkan ürünlere örnek olarak ; 1 su bardağı portakal suyu veya 5 yemek kaşığı sürülebilir çikolata veya 78gr hazır kuru meyve veya 2 su bardağı cola verilebilir. Buna mutfaklarımızda kullandığımız çay şekerini de eklediğimizde kullandığımız şeker miktarı oldukça artıyor. Gelelim Asıl Konumuz Olan NBŞ ‘ nin Sağlık Üzerine Etkilerine … Yüksek fruktozlu mısır şurubu genelde mısır nişastasının, kimyasal ve enzimatik hidroliz teknikleri kullanılarak sıvılaştırma, parçalama ve izomerizasyon aşamaları ile üretilmektedir. Mısır nişastasını glukoz früktoza dönüştürmek için üç farklı enzim kullanılır. Bu işlemler sonrasında farklı früktoz içierikli şuruplar elde edilir (%42 ,%55, %90) Tadını früktozdan alan yiyecek ve içecekler doyma hissini geciktirir, daha çok tüketilmesine sebebiyet verir ve ikinci acıkma hissini daha öne çeker. Glukoz alımı, istahı kontrol eden doygunluk hormonu dediğimiz leptin salınımını arttıran insülin salınımını etkilediği için doygunluk hissine katkıda bulunur. Früktoz ise insülin salınımını etkilemez.   Aşırı früktoz alımı düşük insülin konsantrasyonuna sebep olur bu da leptin seviyesinin düşük olmasına yol açar. Leptinin düşük seviyede olması kilo almaya ve obeziteye sebep olur. Obezite de kalp damar hastalıklarından kaynaklı inme , tip 2 diyabet , karaciğer yağlanması ve bir çok metabolik hastalığa yol açar. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarında früktozdan zengin beslenmenin metabolik sendrom, insülin direnci , hipertansiyon ve ağırlık artışına neden olduğunu çoktan beri biliyoruz. Metabolik sendromun ise kansere sebep olduğu konusunda hiçbir tereddüt kalmamış durumda. Früktozun metabolizmasının bir diğer önemli özelliği ürik asit seviyesini yükseltme yetenediğir. Birçok araştırmada, özellikle hipertansiyonu olan hastalarda früktoz tüketiminden sonra kanda ürik asit seviyesinde artış olduğu görülmüştür. Bu da kalp – damar hastalıklarında önemli bir risk faktörü oluşturur. Buna dayanarak gut hastalığındaki artışını Yüksek Früktozlu Mısır Şurubu (YFMŞ) içeren ürünlerin aşırı tüketilmesinin de payı olduğu öne sürülmüştür. Gelişmiş ülkere bakıldığında hem YFMŞ üretim kotalarının düşük tutulması hem de früktozca zengin yiyecek ve içeceklere ciddi kısıtlamalar getirilmesi , früktoz ve YFMŞ ‘nun insan sağlığı üzerine olumsuz etkileri olduğunu ortaya koyan araştımaların ciddiye alındığının göstergesidir. Ülkemizde ise özellikle YFMŞ üretimi bakımından tam tersi bir politika izlenmesi , piyasa YFMŞ içeren ürün çeçeşidini dolayısıyla günlük tüketilen miktarın aşırı derecede artmasına sebep olur. Ülkemizde bir an önce nişata bazlı şeker üretim kotası gelişmiş ülkeler referans alınarak düşürülmeli ve şu anda atıl kapasite ile çalışan şeker pancarı işleyen şeker fabrikalarının kapanmaması ve kotalarının arttırılması gerekir.

Devamını Okumak İçin Tıklayınız