Sarıkaya, "Türkiye'de zengin olmak emek üzerine değil rant üzerine"
Gazeteci Adem Sarıkaya, "Türkiye’de zengin olmak emek üzerine değil rant üzerine" dedi.
Gazeteci Adem Sarıkaya ve Gazeteci Adem Nakçı, Gerçek Haberci İle Gündem programında Türkiye gündemini değerlendirdi. Pelin Uzun’un moderatörlüğündeki programda Gazeteci Adem Sarıkaya, Türkiye’de zengin olmanın emek üzerine değil rant üzerine olduğunu savunarak, “Son 10 senedir emek ile zengin olan yok. İzmir’de cebinde parası olup kumar oynayan büyük bir kitle var. Orada tatil yapıp dönüyor. Ama işin içine siyaset ve rant girince 20 sene önce Kıbrıs’ta bodyguard olan insanın Kıbrıs’ı ele geçirmesi garip. Bu adamı bu güce kim ulaştırdı. Soru bizim bürokratlarımızın videoları kimlerin elinde neler yaptırılıyor?” diye konuştu. “Türkiye birçok şeyi Sedat Peker’den öğrenmedi” Gazeteci Sarıkaya, ‘Ahmet Kurtuluş’ konusuna değinerek, “Ben burada Süleyman Gençel’in hakkını vermek istiyorum. Ahmet Kurtuluş’un Sedat Peker anlattıktan sonra öldüğünü düşünen gazeteciler var. Bunu Sedat Peker’in anlatmasına gerek yoktu, başta Süleyman Gençel anlattı. Türkiye birçok şeyi de Sedat Peker’den öğrenmedi” açıklamasını yaptı. Nakçı, “Herkes her şeyi Sedat Peker’den duymuş gibi davranıyor” Bu olaylar hep İzmir göbeğinde olduğuna dikkat çeken Gazeteci Adem Nakçı, “Konuya geleceğiz; ama Serdar abi bizde de köşe yazıyor. Serdar abi bir şeyde dikkat çekti, büyükşehir belediyesinde kimler maaş alıyor diyerek yazı yayınladı. Ama nedense sadece bu dikkat çekti. Bize üstü kapalı teklifler geldi. Serkan Kurtuluş ile röportajları vardı, birçok olay ortaya çıktı. O zamanda Kıbrıs vardı ve bu adamın adı yine geçiyordu. Burada kara paranın İzmir üzerinden döndüğü de vardı. Serdar abi orada isim isim belirtti; ama herkes Sedat Peker’den duymuş gibi davranıyor” ifadelerini kullandı. "Kumarda kaybedilen o rakamlar çerezmiş, daha fazlası var" Gerçek Haberci İle Gündem’in bir programına Gazeteci Nakçı’nın açıkladığı Kumar listesini tekrardan gündeme getiren Nakçı, “Biz burada bir kumar açıklaması yapmıştık. Beni aradılar dedikleri ifade o söylediğimiz rakamlar çerezmiş. Bunların çok daha üstünde kaybedilen rakamlar varmış. O paraları kaybeden şahısların kayıpları o değilmiş, milyonlarca kayıplar varmış ortada. 47 bin küsur Dolar’dan bahsediyoruz bu 150 aylık asgari ücretten bahsediyoruz yani 14 senelik maaş” dedi. “Mafyatik sistemde dalını kıranın ağacı kökünden sökülür” Nakçı, birinin elinde belge varsa bu en yakınlarında da olduğunu öne sürerek, “Çünkü ona bir şey olursa güvence olur. Mafyatik bakış açısı budur. ‘Dalını kıranın ağacını kökünden sökersin’ onlarda sistem budur. Kan davasında bile takip edecek kimse kalmasın diye kadınlar dışında bütün aile bireyleri öldürülür. Sedat Peker olayı da böyle adama bir dokundular, çorap söküğü bile geldi. Onun karısı üzerine oynadılar, dalını kırmaya çalıştılar adam da bildiği her şeyi ‘bak biliyorum’ demek için ortaya döktü. Doğrudur doğru değildir onu tartışmıyorum, sadece bu olayın mantığını aktarmaya çalışıyorum” görüşünü aktardı. “Demek ki bürokratların seni patlatmaya çalışıyor” Kumar ve Fetö Borsası konusuna geri dönen Nakçı, “Sedat Peker ıslarla anlatıyor, bunu Serdar ve Süleyman abiler de anlattı. A3 Haber’in sitesinden de bakabilirsiniz. Kumardan da Fetö Borsası’nda da para buradan dönüyor. Bir yapı düşünün ben bir siyasetçiyim hiçbir zaman bir yere gelemedim. Önce kuruma hatır gönül ile giriyorsun sonra sorumlu oluyorsun. Seni götürürken de dışarıda durma şansın yok. Gazetecilerden de takır takır belge akıyor. Ya sen Fetö’yü devletten temizleyemedin ya da sen temizledim diyorsan senin bürokratların o kadar bıkmış ki yurtdışındaki adamlara belge göndererek seni patlatmaya çalışıyorlar” diye konuştu. "Parti içinde çok değişik bir kopukluk var" Nakçı, Binali Yıldırım ile ilgili ortaya atılan iddialarla ilgili görüşlerini izleyicilerle paylaşarak, “Yıldırım, kara para yiyor denilirse eminim ‘ya bir git’ dersiniz. Demek ki kendi içinde temiz operasyon çekiyor. Anlaşılmaz bir durum var, bu adamlar dünden razı. Doğru mu değil mi demeden atlıyorlar. Parti içinde çok değişik bir kopukluk var. AK Partili Emre Cemil Ayvalı çıktı dedi ki elektrik ucuz bugün ise Hamza Dağ elektrikteki fahiş fiyatı yorumladı. Emre Cemil Ay doğruysa Hamza Dağ yalan söylüyor ki bana göre Hamza Dağ doğrudur” ifadelerini kullandı. Sarıkaya, “Devletin bununla baş etmesi imkânsız” Son olarak Gazeteci Sarıkaya, vatandaşların kendi topraklarına karşı daha duyarlı olduğunu dile getirerek, “İnsanlar artık kendi dağlarını, sularını korumak için ciddi anlamlar örgütleniyor. Herkesin söylediği ‘Ben buradan taşınırsam şehirde ne yapacağım’ diyor. Türkiye’de kırsal kesimde yaşayan yüzde 6’lık bir kesimi kaldı. Bu yüzde 6’sının yüzde 80’i yaşlılar. Türkiye’nin yüzde 2-6’inin üretmesi geri kalanının tüketmesiyle baş edilemez. Devletin bununla baş etmesi imkânsız. Üretim bitmiş durumda, bu yüzden ithal ediyoruz bu da dövize odaklı” açıklamasını yaptı.