“Renkli Harfler” projesinde ders zili çaldı
İzmir Büyükşehir Belediyesi, okuma yazma güçlüğü yaşayan çocuklara destek olmak ve okuma kültürünü güçlendirmek amacıyla gönüllü üniversite öğrencilerinin de dahil olduğu “Renkli Harfler” Projesi’ni Buca Kadın ve Çocuk Kütüphanesi’nde başlattı. Proje, hem çocukların temel becerilerini geliştirmeyi hem de öğretmen adaylarına uygulamalı deneyim kazandırmayı hedefliyor.
Belediye, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği içinde hazırladığı proje kapsamında, İzmir’de okuma yazma problemi yaşayan çocuklara yönelik üç ay sürecek eğitim programı oluşturdu. Programda okuma yazma atölyeleri, sosyal etkinlikler ve ebeveynlere yönelik destek çalışmalarına yer veriliyor. “Kütüphaneler sosyal iyileşme alanı olarak da hizmet veriyor” İzmir Büyükşehir Belediyesi Kütüphaneler Şube Müdürlüğü Sosyal Projeler Şefi Mine Yıldız, kütüphanelerin yalnızca kitap ödünç alınan veya ders çalışılan yerler olmadığını, aynı zamanda toplumsal etkileşim ve iyileşme alanları olarak kurgulandığını belirtti. Şubat ayında sahaya çıkarak çevredeki okullarda okuma yazma güçlüğü yaşayan çocukları tespit ettiklerini ifade eden Yıldız, “Akademisyenler ve sivil toplum kuruluşlarında çalışan uzmanlarla görüşmeler yaparak eğitim programı hazırladık ve gönüllü üniversite öğrencilerine ulaşarak eğitimleri tamamladık. Öğrenci kayıtlarımızı aldık ve projemizi başlattık” dedi. “Nasıl öğreteceğimizi öğrendik” Yıldız, ilk ders gününde gönüllü üniversite öğrencileriyle çocukların tanıştığını belirterek, “Ölçek uygulamasıyla seviye tespiti yapılacak ve gönüllülerimiz, öğrencilerin ihtiyacı doğrultusunda bir eğitim verecek. Eğitim gruplarımız, iki öğretmen ve iki öğrenci olacak şekilde ayarlanacak. Öğrencilerimiz okuma yazma konusunda akranlarına yetiştiği zaman onlara yönelik kitap kulübü etkinlikleri, geziler ve yazar buluşmaları düzenleyeceğiz. Önümüzdeki dönemde diğer kütüphanelerimizde de projemizi yapmayı hedefliyoruz. Projemize çocuklarının katılmasını isteyen aileler ve gönüllü üniversite öğrencileri, İzmir Kent Kütüphanesi’ne ulaşabilir” bilgisini verdi. Dokuz Eylül Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği Bölümü 3. sınıf öğrencisi ve proje gönüllüsü Şadiye Geçit ise sürecin kendileri için önemli bir deneyim olduğunu vurguladı. Geçit, “Kendimi geliştirmeye çok açık bir öğretmen adayıyım. Proje sürecinde alanında uzman akademisyenlerle atölye çalışmaları yaptık, eğitimler aldık. Bir öğretmen adayı olarak biz de bir çocuğa nasıl öğreteceğimizi öğrendik. Bir çocuğun bize nasıl ihtiyacı olduğunu onların gözünden anlayabileceğiz” ifadelerini kullandı. “Kızımızın geleceğini düşündük” Projeye 8 yaşındaki kızını dahil ettiklerini söyleyen Doğan Budak isimli veli, çalışmanın hem çocuklar hem de öğretmen adayları için faydalı olduğuna dikkat çekti. Budak, “Benim iki kızım var, küçük kızım bu projeye katıldı. Çok güzel bir proje. Bu hem bizim çocuklarımızın geleceği için hem de öğretmen adayı gençlerimizi için çok faydalı. Kızımın okuma konusunda zayıf olduğunu düşündüğümüz için bu projeye dahil ettik. Kızımızın geleceğini düşündük. İnşallah burada kendini geliştirecek” diye konuştu. Bilgilendirme toplantılarıyla yol haritası çizildi Proje başlamadan önce hem gönüllüler hem de velilerle ayrı toplantılar yapılarak sürecin işleyişi ve hedefler aktarıldı. Velilere yönelik ebeveyn–çocuk iletişimini güçlendirecek seminer, söyleşi ve atölyeler planlandı. Öğretmen adayı gönüllülerle yapılan toplantıda ise eğitim stratejisi, mentörlük yöntemleri, iletişim teknikleri ve uygulama takvimi netleştirildi. Aynı zamanda birebir ve grup çalışmalarının yöntemleri paylaşarak görev dağılımı belirginleştirildi.