'Kürt yazarın öldürüleceğini MİT biliyordu ama...'

Yayınlanma: 26.04.2016 08:30 Güncelleme: 26.04.2016 08:30

Yazar Musa Anter'in 1992'de öldürülmesi ve AK Parti Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu'nun yaralanmasına ilişkin, "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'ın da arasında olduğu 4 sanığın yargılandığı dosya ile birleştirilen 16 sanıklı JİTEM davasının görülmesine devam edildi.

Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanık Hamit  Yıldırım, tutuksuz sanıklar Savaş Gevrekçi, müşteki AK Parti Milletvekili Orhan  Miroğlu, müdahil Musa Anter'in oğlu Dicle Anter ve taraf avukatları katıldı.   Mahkeme Başkanı Afak İlleez, bir önceki duruşmada tanık olarak  dinlenmesi için davetiye gönderilen Veli Küçük'ün  mazeret belgesi sunduğunu  bildirerek, tutanağa yazdırdı.   Duruşmada tanık olarak dinlenen Hüseyin Özbilgin, 2009'da Emniyet  Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı olarak görev yaptığını, bir  telefon dinlemesi talebinde imzası bulunduğu gerekçesiyle Ankara 12. Ağır Ceza  Mahkemesinde yargılandığını belirtti.   Mahkemede söylediği bazı sözleri nedeniyle tanık olarak çağrıldığını  kaydeden Özbilgin, bunu kanun ve insanı değerlere ne kadar bağlı ve saygılı  olduğunu anlatmak için söylediğini ifade etti.   Diyarbakır'da Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde 1991-1992 yılları  arasında görev yaptığın bildiren Özbilgin, şunları anlattı:   "Haber merkezi anons etti, 'şu bölgeden yoğun silah sesleri geliyor,  araştırın. Askeri yetkililer bildiriyorlar o trafonun olduğu yerde silah sesleri  geliyor' diye. Neden bizi bilgilendirdi? O zaman terör var. Pusuya düşürme  olayları var. Biz de terör ekibiyiz, tedbirli gidiyoruz. Silahımız daha güçlü  diğer ekiplere göre. Aracı bir kenara park ettik, aramaya başladık. Yaşlı bir  şahıs bulmuş, eks vaziyette yatıyordu. Bir genç de yaralıydı, can çekişiyordu.  Ekip amiri olarak gittim, olayı kim yaptığını öğrenmeye çalıştık. 'Kimsin, ne  oldu' diye sordum. Şahıs yaralıydı, ağızdan kan geliyordu. Ambulans istedik. Bu  arada diğer ekipler geldi bizim yanımıza. Ambulansta ısrar ettiğimi gören  arkadaşlar, 'bırak ölürse ölsün, en iyi Kürt ölü Kürt' dediler. Bunu anlattım  mahkemede. 'Bunu anlattığım arkadaşlar şu an önemli görevlerde olabilir' dedim.  Bu basına yansıdı. Yansıyınca Sayın Miroğlu, bu konuda yazı yazdı. Konu bundan  ibaret. Vuranları tanımıyorum."

Devamını Okumak İçin Tıklayınız