Kılıçdaroğlu: Kimin inançlı kimin inançsız olduğunu ancak yüce yaratan bilir

Yayınlanma: 16.04.2022 17:15 Güncelleme: 16.04.2022 17:15

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Böyle bir yetki peygambere bile verilmedi. Dolasıyla kimin inançlı, kimin inançsız olduğunu ancak yüce yaratan bilir' dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul’da Sultanbeyli üye katılım töreninde açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından başlıklar şöyle: DUVARIN ÖRÜLMESİNDE BİZİM DE KABAHATİMİZ: Aramızda bir duvar vardı, o duvarın yıkılması lazımdı. Duvarın örülmesinde bizim de kabahatimiz, kusurumuz var. Vatandaşa ulaşma konusunda yeteri kadar çalışmadık, onların dertleri ile yeteri kadar dertlenmedik. Onların sofralarına oturmadık, kahvesini, çayını içmedik. Oturduk, Ankara’da konuştuk, bize oy verin dedik. Vatandaş da haklı olarak kardeşim geldin mi, oturdun mu, derdimi dinledim mi, benim derdim nedir ben sana anlatayım, beni ondan sonra partiye davet et… BİZİM HELALLEŞMEYE VE KUCAKLAŞMAYA İHTİYACIMIZ VAR: Bütün Sultanbeylili kardeşlerimin emin olmasını isterim; yeni bir sürecin Türkiye’de başladığını hepiniz bilin. Bizim kavgaya, birbirimize bağırmaya ihtiyacımız yok. Bizim helalleşmeye ve kucaklaşmaya, bir arada yaşamaya, birlikte olmaya ihtiyacımız var. BİR YERİ KALE OLARAK TANIMLAYACAKSAK HER FABRİKA BİR KALEDİR:Memleketin çok sorunu var. Her evde bir işsiz var. Her evde bir işsiz varsa, her evde dert var demektir. Üniversiteyi bir annenin, babanın hangi fedakarlıklarla okuttuğunu herhalde en iyi o anne, baba bilir. Üniversiteyi bitirdi, işsizse o evde dert eksik olmaz. Bir arkadaşım konuşurken dedi ki, kalelerden söz etti. Sultanbeyli, AK Parti’nin kalesi diye bir deyimden söz etti. Bizim felsefemiz, CHP’nin felsefesi, eğer bir yeri kale olarak tanımlayacaksak her fabrika bir kaledir. Her fabrika bir kale olmalı ki o insanlar güzel çalışabilsin. KİMLİK SİYASET KONUSU OLMAZ: Çok ayrıştığımızı biliyorum. Etnik kimlik, inançlar üzerinden siyaset yapıldı. Yaşam tarzı üzerinden siyaset yapıldı. Bunlar toplumu ayrıştırdı, böldü. Ben bu millete söz verdim. Kimlik üzerinden siyaset yapmayacağım. Herkesin kimliği benim başımın üstünde. Hangi kimlikten olursa olsun. Aynı havayı mı teneffüs ediyoruz, aynı vatanda mı yaşıyoruz, aynı bayrağın altında mıyız… Hiçbir meselemiz yok. Hiç kimse kendi anne, babasını seçme özgürlüğüne sahip değil. Ama hepimiz anne, baba, dayı, amca, ecdadımızla gurur duyarız. Dolasıyla kimlik siyaset konusu olmaz. BÖYLE BİR YETKİ PEYGAMBERE BİLE VERİLMEDİ: Herkesin inancı benim başımın üstünde. Herkesin inancına saygı gösteririm. Allah ile kulun arasına benim girme hakkım yok. Böyle bir yetki peygambere bile verilmedi. Dolasıyla kimin inançlı, kimin inançsız olduğunu ancak yüce yaratan bilir. Benim onun inancını sorgulama hakkım da yok. Onun inancına benim saygı duymam gerekir. Saygı duyacağım. SAĞ ELİN VERDİĞİNİ SOL EL GÖRMEYECEK: Sizleri oyuyla Allah nasip ederse iktidar olduğumuzda Aile Destekleri Sigortası’nı getireceğiz. Hiçbir ailenin geliri, asgari ücretin altında olmayacak. Hiçbir hanenin geliri asgari ücretin altında olmayacak. Kanun çıkacak. Bu kanunu çıkarmayı Türkiye 1971 yılında taahhüt etmiş. Bugüne kadar çıkmamış. Çıkarmıyorlar. Ben senden oy istiyorum, sana yardım yapacağım, sen de bana oy vereceksin… Biz yardımı böyle yapmıyoruz. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. İnsanın onurunu koruyacaksın. (ANKA)

Devamını Okumak İçin Tıklayınız