Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: Kriz ve gerilimleri geride bırakıp, normalleşme adımları atmayı önemsiyoruz

Yayınlanma: 04.01.2022 22:22 Güncelleme: 04.01.2022 22:22

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, gündemeki dış gelişmelere ilişkin konuştu, ‘Yeni normalleşme adımları atmayı önemsiyoruz’ dedi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Kriter Dergi'ye verdiği röportajda gündeme ilişkin konuştu. Kalın, "Dönemsel kriz ve gerilimleri geride bırakıp yeni normalleşme adımları atmayı önemsiyoruz. Son dönemde Mısır ve BAE ile atılan adımları bu çerçevede değerlendiriyoruz" ifadesini kullandı. Kalın, şöyle devam etti: "Salgından yasa dışı göçe, terörle mücadeleden bölgesel çatışmalara ve savaşlara kadar her sorun alanı, milli imkan ve kabiliyetlerimizi küresel bir bakış açısıyla ve dayanışma ruhuyla tahkim ve takviye etmemiz gerektiğini söylüyor. Ulus-devlet yapılarının alışılagelmiş refleksleriyle hareket edersek ne tehditleri bertaraf etmemiz ne de yeni fırsatları değerlendirmemiz mümkün. Biz Türkiye olarak milli yeterlilik ve dayanıklılığımızı artırırken, bölgesel ve küresel iş birliğine ve ittifaklara önem vermeye devam edeceğiz. "Bu dönemin öncü aktörleri büyük balıklar değil akıllı ve hızlı hareket edebilen balıklar olacak. Ama bu mücadele sürerken içinde yüzdüğümüz denizin giderek toksik hale gelmesine hep birlikte dur demek zorundayız. Cumhurbaşkanımız, 'dünya beşten büyüktür' ve 'daha adil bir dünya mümkün' derken, bu temel noktaya dikkat çekiyor. Herkesin sadece kendini düşündüğü ve ötekini yok saydığı -yahut yutmak istediği- bir dünyada düzen, adalet, erdem ve barış değil orman kanunu hakim olur" değerlendirmesinde bulundu. "Parçası olduğu coğrafya, tarihi birikimi, stratejik öncelikleri, karşı karşıya olduğu bölgesel tehditler ve herkes gibi etkilendiği küresel meydan okumalar, Türkiye ile dünya arasındaki ilişkinin her düzeyde ve her manada dinamik ve çok boyutlu olmasını zorunlu kılıyor. Türkiye ne millilik adına kendini dünyaya kapatabilir ne de küreselleşme adına kendi yerli ve milli duruşundan vazgeçebilir. Bütün mesele, bütün önemli ve asli meselelerde olduğu gibi altın oranı bulmak. "NATO'nun güçlü bir müttefiki olarak, Batı dünyası dışında önemli angajmanlarımız var. AB ile üyelik müzakeresi yaparken ve Avrupa'yla ticaretimizi artırmamız, Afrika'yla ilişkilerimizi derinleştirmeye mani değil. Orta Asya Türk Cumhuriyetleriyle sahip olduğumuz güçlü bağlar, Rusya'yla iyi ilişkiler kurmamıza engel değil. "Bölgesel sorunlar ve krizler devam edecek görünüyor. Ama eş zamanlı olarak Türkiye’nin bu krizlere yumuşak ve sert güç kullanarak müdahale etme ve methaldar olma imkan ve kabiliyetleri de her gün artıyor. Suriye krizinde Türkiye sınır güvenliğini sağlamak, terör örgütlerine karşı mücadele etmek ve yeni göç akınlarını önlemek için olağanüstü bir mücadele veriyor ve bunu çoğu zaman kendi imkanlarıyla yapıyor. Bunu tek başına yapmak zorunda kalması, politikanın haklılığını ortadan kaldırmıyor. "Türkiye barış, güvenlik, istikrar ve refah kavramlarına geniş bir zaviyeden bakmak zorunda. Körfez krizinden Libya'ya, Karabağ Savaşı'ndan Doğu Akdeniz'e kadar bizi özellikle ilgilendiren bölgesel gelişmelere bigane kalmamız söz konusu değil. Siz yok saymaya çalışsanız da bu sorunlar, eğer zamanında ön almazsanız, gelir kapınıza dayanırlar ama bu sefer siz hazırlıksız yakalanırsınız. Türkiye'nin böyle bir lüksü yok. Dolayısıyla 2022'de ve 2023'e giden süreçte Türkiye ön alıcı bir dış politika perspektifiyle milli imkan ve kabiliyetlerini artırırken, bölgesel ve küresel ittifaklarını da güçlendirmeye devam edecek. “ABD ile ortak ve pozitif bir gündem oluşturmak için şu anda yeni bir mekanizma üzerinde çalışıyoruz. Stratejik bir bakış açısıyla ve yapıcı bir tutumla sorunları daha yönetilebilir hale getirebiliriz. Bu da bize mutabık olduğumuz alanlarda daha yakın çalışma imkanı sağlar. Bütün bunlar için stratejik bakış açılarımızın örtüşmesi için daha köklü adımların atılması gerekiyor."

Devamını Okumak İçin Tıklayınız