AKPM'nin Türkiye raportörü: İyi seçim koşulları oluşturmaya çağırıyoruz
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin Türkiye raporu kabul edildi. Raportörlerden Cilevics yaklaşan seçimlere işaret ederek 'İyi seçim koşulları oluşturmaya davet ediyoruz' dedi.
Avrupa Konseyi Türkiye raportörleri İngiliz parlamenter John Howell ve Letonyalı parlamenter Boriss Cilevics, hazırladıkları rapor ve tavsiye karar tasarısını bugün Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin Sonbahar Oturumu’na sundu. Rapor ve tavsiye karar tasarısı, 16 ret oyuna karşı 94 oyla kabul edildi. AKP milletvekillerinin sunduğu değişiklik önergeleri ise reddedildi. 'Başkanlık sistemi güçler dengesini değiştirdi' İngiliz raportör Howell “Başkanlık sistemi, güçler dengesini önemli ölçüde değiştirerek kuruldu. O zaman Venedik Komisyonu, kuvvetler ayrılığının olmaması başta olmak üzere, sistemin eksikliklerini vurguladı. Bugün sunulan rapor, o zamandan bu yana yaşanan gelişmelerin ara değerlendirmesidir. Bu, ilk izleme raporu ama 2019, 2020 ve 2021'de yaptığımız üzere, ilk tartışma değil. Meclis, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu terör tehditlerini hafife almıyor. Türkiye'nin faaliyet gösterdiği bölgesel bağlamı göz ardı etmiyor" dedi. Kavala ve Demirtaş davaları Howell "Temel özgürlüklerin tamamının özgür bir şekilde kullanılmasını sağlayan, hukukun üstünlüğü ilkelerine tam anlamıyla saygı gösteren demokratik bir ülkenin, bölgede daha da olumlu bir rol oynayabileceğine inanıyoruz. Raporda bir dizi farklı konu ele alındı. Bunlardan ilki, Strasburg Mahkemesi’nin kararlarının uygulanmasıdır. Sistemimizin korunması ve insan haklarının korunması hayati bir önem taşımaktadır. Avrupa Konseyi, mahkeme kararlarının uygulanmaması hakkında iki davayı takip etmektedir. Hayırsever Osman Kavala ve ikinci büyük muhalefet partisi olan HDP'nin Genel Başkanı Demirtaş ile ilgili. Mahkeme, bu davalarda Sözleşme'nin 18. maddesinin ihlal edildiğine hükmetti" diye konuştu. İhlal prosedürünün "nadir görülen, ciddi bir prosedür" olduğunu söyleyen Howell "Bu raporun hazırlanması sürecinde Türk delegasyonları ve Türk makamları ile anlamlı bir diyalog kurmaya çalıştık. Bir çıkış yolu bulmak için bu diyalog en üst düzeyde devam etmeli. Meclisimizin Başkanı ve Bakanlar Kurulu Başkanı, sonraki adımları ele almak ve ilave adımların nasıl ve ne zaman atılması gerektiğini planlamalı. Sayın Kavala ve Sayın Demirtaş kamuoyu tarafından iyi bilinen davalardır. Ama bunlar buzdağının sadece görünen kısmı. Raporda ele alınan bir diğer esas sorun da adalet sisteminin işleyişi ile ilgili" dedi. Bu konularda tavsiyeler yayınlayan Venedik Komisyonu ve Greco'nun görüşüne yeniden atıf yaptıklarını kaydeden Howell "Adalet sisteminin bağımsızlığının yeniden sağlanması oldukça önemli bir husustur. Bazı adımların atılmasına rağmen, büyük ölçüde ele alınmadı. Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun yapısı standartlarımızla uyum içinde değil. Türk hukuk sistemindeki eksiklikler sadece uluslararası kuruluşlar tarafından değil, Türk Anayasa Mahkemesi tarafından da belgelenmiştir. 2012 yılından itibaren yapılan bireysel başvurularda tespit edilen ihlallerin yüzde 70’i sözleşmemiz tarafından korunan adil yargılanma hakkına ilişkindir. Bu sorun üzerinde çalışmaya devam etmeliyiz. Hapishanelerdeki durum ve ölen hasta mahpusların akıbetiyle ilgili endişelerimizi de belirttik. Bu, yetkililerin daha fazlasını yapması gerektiği ve yapabileceğine inandığımız bir alan” dedi. Cilevics: HDP parti kapatma süreciyle hedef alındı Howell’ın ardından söz alan Cilevics ise şöyle konuştu: “Endişelerimiz arasında milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması var. Bu orantısızdır ve onların tutuklanmalarına zemin sağlar. Birkaç gün önce, ana muhalefet partisi CHP’nin Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun 8 yıl önce yaptığı konuşmadan dolayı dokunulmazlığının kaldırılması için işlem başlatıldı. İkinci en büyük muhalefet partisi olan HDP, şu anda Anayasa Mahkemesi tarafından incelenen ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin köklü içtihatları ve Türkiye'deki siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin katı kuralların yol gösterici olacağını umduğumuz bir parti kapatma prosedürüyle hedefe alındı. Siyasi partiler için Seçim Kanunu bu yılın nisan ayında değiştirildi. Meclisin uzun zamandır istediği gibi, seçim barajının yüzde 10'dan yüzde 7'ye düşürülmesini memnuniyetle karşılıyoruz. Ancak diğer hükümler hâlâ sorunlu ve bu durum Venedik Komisyonu Raporu'nda da belgelendi ki, ilçe seçim kurullarında yapılan bir düzenleme gibi cumhurbaşkanının propaganda yasağı kapsamında olmadığı açıklandı. Seçim mevzuatındaki bu değişikliklerin geniş bir mutabakatla sağlanamaması da üzücüdür. Bu, demokratik toplumlardaki uygulamalarla uyum içinde değildir." 'Dezenformasyon yasasını yasalaştırmamaları çağrısında bulunuyoruz' Cilevics şunları söyledi: "Bu günlerde Meclis, tartışmalı dezenformasyon yasasını görüşüyor. Venedik Komisyonu bu konuda çok açık: ‘Yanlış ve/veya yanıltıcı bilgilerin yayılmasını suç haline getiren Ceza Kanunu’nda önerilen değişiklik, daha fazla caydırıcı etkiyi ve artan otosansürü tetikleyecektir.’ Bu hüküm ne gerekli ne de meşru olanla orantılıdır. İfade özgürlüğüne müdahale niteliğindedir ve seçimlerden önce ifade özgürlüğüne telafisi olmayan zararlar verebilir. Bu yüzden, Türk yetkilerine ceza kanunu değişiklik taslağını yasalaştırmamaları yönünde çağrıda bulunuyoruz. Hâlâ harekete geçilebilir. Son derece tartışmalı olan dezenformasyon yasası, ifade özgürlüğü ve medya özgürlüğü ile ilgili uzun süredir var olan sorunlara katkıda bulunuyor. Özgür ve bağımsız medya, kamusal tartışmayı teşvik etmenin anahtarıdır. Ceza Kanunu’nun 299. maddesi gibi veya binlerce kovuşturmaya sebep olan Cumhurbaşkanı’na hakaret ile ilgili uzun zamandır gecikmiş reformları bekliyorduk. Terörle mücadele yasasının aşırı geniş yorumu da uzun süredir mevcut olan bir sorun ve ifade özgürlüğüne yönelik birçok ihlalin gerekçesini teşkil etmektedir." Yaklaşan seçimler Toplanma özgürlüğünün bir başka sorun olduğunu belirten Cilevics "Hem siyasal hayatı hem de canlı sivil toplumu da etkiliyor. Daha özgürlükçü bir toplum isteyen üniversite öğrencilerini, adalet arayan Cumartesi Anneleri'ni düşünelim. Toplumsal cinsiyete dayalı şiddete karşı ve kadınların kamusal hayata katılımı için mücadele veren kadın örgütlerinden bahsetmiyorum bile" dedi. Cilevics seçimlere ilişkinse "Türk halkı demokrasiye bağlıdır. Seçimlere katılım yüksek ve canlı bir toplum var. Yaklaşan seçim, tüm seçimler gibi Türkiye'nin siyasi hayatında önemli bir anı teşkil edecek, ancak Türk halkı adil seçimlere katılmayı hak ediyor. Bu sebeple, Türk meslektaşlarımızı bu mesajları meclislerine, yetkililerine iletmeye ve iyi seçim koşulları oluşturmaya davet ediyoruz. Karar taslağına ve İzleme Komitesi tarafından ele alınan değişikliklere destek vereceğinizi umuyoruz. Türkiye'ye açık bir sinyal göndermemiz gerek.” diye konuştu. (ANKA / Melis Yıldırım)