CHP İzmir’ de tarihinin en heyecansız bir o kadar da gerilimli kongre süreçlerinden birini yaşıyor.
Heyecansız çünkü Genel Başkan Kılıçdaroğlu’ nun talimatına rağmen neredeyse bütün belediye başkanları ilk andan itibaren sürece doğrudan ya da dolaylı müdahil oldular. Kimi başkan delege seçimlerinde kendisini dinlemeyen çalışanlarını sürerken kimisi de başka belediyede çalışan ve kendisine muhalif olan partilileri “abisine” şikayet ederek görev yerinin değişmesine neden oldu. “Hizmet odaklı” çalışmasını umduğumuz başkanlar “delege odaklı” çalışarak hem partililerini hem de genel merkezlerini hayal kırıklığına uğrattılar.
Gerilimli çünkü siyaset domuzundan kıl kopartmak isteyenler seçilecek il ve ilçe yönetimlerinin tek başlarına yerel seçimleri dizayn edeceğini düşünüyor.
Cumhuriyet Halk Partisi’ nde kongreler her zaman çekişmeli olmuştur. Geçmişteki bir çok kongreden aklımızda kalanlar yumruklaşan partililerin fotoğraflarıdır. Ancak o zamanlardaki tartışmaların odağında siyasi bakış açılarındaki farklılıklar ilk sırada sayılabilirdi. Ulusalcılar, solcular, Sav’cılar, Baykal’cılar derken bugün geldiğimiz noktada “Başkancılar” ve “Başkaları” arasındaki dengesiz güç mücadelelerine tanık oluyoruz.
Siyasi ikbal mücadelesinde renkli insan tablolarına da tanık olmuyor değiliz. Özellikle ‘selfie’ siyasetçileri son yılların en popüler simaları. Allah onların yokluğunu da göstermesin.Ancak İzmir siyasetinin kendine has özelliklerini bilmeden çekecekleri fotoğrafları bir yıl sonra silmek zorunda kalabilirler . Mesela bazı siyaset insanları şapkadan tavşan çıkartırken İzmir’ in siyasetçileri tavladan başkan çıkartmak gibi kendine has bir özellik taşıyabiliyor. Siyasi geçmişiniz, duruşunuz vs. bir dü şeş zarla önemsiz hale gelip kendinizi belediye başkanlığı koltuğunda bulabilirsiniz. Tabi bu durumda babanızın iyi zar tutuyor olması da önemli.
Önümüzdeki yerel seçimlerde selfie çubukları mı yoksa barış çubukları mı etkili olur şimdiden kestirmek zor işte bu yüzden. Ancak İYİ Parti faktörünün de devreye girmesiyle tavla bilenlerin işi kolaylaşacak gibi. O yüzden her adımda fotoğraf için poz verip mevcut dengelerle de fazla uğraşmama eğilimi ağır basıyor. Bizim tavsiyemiz en azından kıyısından köşesinden meclis üyesi olmak istiyorsanız bu eğilimi takip edin. Bileğine güvenen yine başkanlığı kapar mı bilinmez.
Oluşacak il ve ilçe yönetimlerine pek de bel bağlamamak lazım. Adamcağız Ankara’ dan İstanbul’ a yürümüş. Size kalkıp “kongrelere müdahil olmayın” demiş. Dinlememişsiniz. O yolda pabuç çıkartmayan adam "size mi pabuç bırakacağım" der mi? Der... İl başkanlığı seçimleri yaklaşırken masanızda bir “abi” formülü ile karşılaşma olasılığınız da var. Hani “sen tavla biliyorsan ben de satranç biliyorum” demeye getirmesin de…
YORUMLAR