Halim Yazıcı

Halim Yazıcı

CazKedisi

Hız ve Hırsa Köle Olmak  

24 Ağustos 2017 - 09:41

Milattan 2000 Yıl Öncesine Ait  Hitit Duvar Yazısı
Hız…  Deli koşusu hayatın. Durmadan bir yere yetişme arzusu. Hem de bir an önce hedefi ele geçirme hırs ve çılgınlığı.
 Üstelik güç gibi ezici ve bir o kadar da tehlikeli bir iradeyi de içinde barındıran körlük halimiz. 
Hız… Hedefe bir an önce ve nasıl, hangi engel karşısında olursa olsun ulaşma çabasının, zaman içinde sabır taşımızı çatlatıp, başımızı döndürüp,  kazanmaya odaklanarak körlüğe dönüşmesi hali.
Hırs denen delilik durumunu tetikler, bu ezici hale gelen ve hızla! büyüyen ruh halimiz.
Hedefi  hemen elde etmek, bir an önce kavuşmak, nimetlerinden ve vereceği hazdan bir önce yararlanma duygusu kamçılar bizi sinsice. Hızın kamçısının vereceği acıdan zevk almaya bile başlarız nerdeyse ve acıyı fark edecek durumda bile olmayız çoğu zaman hedefimize kör uçuşu halinde ışık hızıyla koşarken.
Bu yüzden hız, içinde ezme ve ezilme deliliğini ve içgüdüsünü de barındırarak, kendi kendini yok etmeye programlanmış bumerangtan başka bir şey değildir kendi iç dünyasında.
Yanımızda kim, arkamızda, önümüzde kim varmış, hangi çiçek, hangi kuş, hangi çocuğun hangi derinlikli gözlerini ezmişiz koşarken… Bunların hiç önemi yoktur hızın karşısında.
Hızlı olmanın eşsiz çekiciliği karşısında, duygularımız da, insan olma halimiz de giderek kör olmaya yüz tutmaya başlar kaçınılmaz olarak.
Hız.. Kör oluş, kendimize ve hayatımıza ve inceliklere karşı bir yok olma halimiz.
Günlük yaşamında son derece sakin bir insanın, direksiyon başına geçtiği andan itibaren yaşadığı deli körlük hali değil de nedir? 
Hızla giden bir trende, karşı tarladaki hangi kuşun kanadının rengini seçebilir, hangi çocuğun kirpiklerinin farkına varabiliriz, söyleyin bana?
Anadolu’da, bir tren garında, hızla geçerken trenimiz, trenin penceresine doğru; “gazete, gazete” diye bağırarak, bir satır olsun okuma arzusunu gidermek için çırpınan mavi kaşlı bir çocuğun yanağındaki güzelim gamzesinin nasıl farkına varabiliriz, yanı başımızdaki hızın çılgın alışı karşısında?
Ama biliyorum ki sizin çok önemli ve çok fazla işiniz var hemen bitirmeniz gereken. 
Büyük ideallerinize! ulaşmanız için bir an önce, hem de baş döndürücü bir hızla hedefinize koşmanız gerekiyor basa basa çimenlerin üstüne.
Hem de üstüne basa basa insanların, basa basa çocukların ve onların öpülesi gözlerinin, üstüne basa basa, sizi insan eden ne kadar güzellik ve özellik varsa, onları yok ede ede koşmaya devam ediniz.
Ama bütün bunlara karar vermeden önce, isterseniz bir de, milattan 2000 yıl önce Hititlilere ait kalıntılar arasında bulunan bir duvar yazısına beraberce göz atalım, ama yavaşça ve tane tane okuyarak, sindire sindire…
***

*Tanrım beni yavaşlat, 

*Aklımı sakinleştirerek kalbimi dinlendir… 

*Zamanın sonsuzluğunu göstererek bu telaşlı hızımı dengele… 

*Günün karmaşası içinde bana sonsuza kadar yaşayacak tepelerin sükunetini ver. 

*Sinirlerim ve kaslarımdaki gerginliği, belleğimde yaşayan akarsuların melodisiyle yıka, götür. 

*Uykunun o büyüleyici ve iyileştirici gücünü duymama yardımcı ol… 

*Anlık zevkleri yaşayabilme sanatını öğret; bir çiçeğe bakmak için yavaşlamayı, güzel bir köpek ya da kediyi okşamak için durmayı, güzel bir kitaptan birkaç satır okumayı, balık avlayabilmeyi, hülyalara dalabilmeyi öğret… 

*Her gün bana kaplumbağa ve tavşanın masalını hatırlat. hatırlat ki, yarısı her zaman hızlı koşanın bitirmediğini, yasamda hızı arttırmaktan çok daha önemli şeyler olduğunu bileyim… 

*Heybetli meşe ağacının dallarından yukarıya doğru bakmamı sağla.Bakıp göreyim ki, onun böyle güçlü ve büyük olması yavaş ve iyi büyümesine bağlıdır… 

*Beni yavaşlat Tanrım ve köklerimi yaşam toprağının kalıcı değerlerine doğru göndermeme yardim et. 

*Yardim et ki, kaderimin yıldızlarına doğru daha olgun ve daha sağlıklı olarak yükseleyim. 

*Ve hepsinden önemlisi… 

Tanrım, Bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için CESARET, 

Değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için SABIR, 

İkisi arasındaki farkı bilmek için AKIL ver….... 
***
Siz arzu ederseniz, yine de vitesinizi yükseltmeye devam edin.
Çimenleri, çocukları, hayatınızı, dünyanızı ezmeye devam eden hırslarınıza ve hızlarınıza sımsıkı sarılmayı sürdürün.
Birden parlayan, göz kamaştıran ve büyük ışıklar halinde sizi büyüleyen ancak kaybolmaya mahkum kuyrukluyıldızlarınızla kendinizi sevmeye devam edin.  
Biz, binlerce yıldır gökyüzünde aynı noktada sakin ve kendi halinde sessizce duran, denizde ve ormanda kaybolanlara yol göstermeye devam eden, kendisiyle barışık kutup yıldızıyla, onun sessiz sevgisiyle yolumuza devam edeceğiz.

Bu yazı 1519 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar