Araştırmacı Yazar Nimet Erenler Gülkökü Kimdir?

Bilinçteki Sıçramalar, İnsanlığın Apocrypha'sı ve Kur'an-ı Kerim'in Apocrypha'sı kitaplarının yazarı sosyolog Nimet Erenler Gülkökü kimdir?


Araştırmacı Yazar Nimet Erenler Gülkökü Kimdir?

Yazmak benim için hayatı anlama çabasıdır diyen Nimet Erenler Gülkökü, 1965 Nazimiye doğumludur. Şaman gelenekleri olan babaannesi onun ilk eğitmenidir. Dünyaya geliş nedenini ve yaşamı hep sorgulamıştır. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde okumuş olan Nimet Erenler Gülkökü;

“Yaşam aynı zamanda bir okuldur ve bu okulun diploması, yalnızca bırakılan izlerden ibarettir!” diye tanımlamaktadır. O nedenle hem bir Sosyolog hem bir Araştırmacı-Yazar olarak öğrenmeye devam etmektedir. 2002 yılında Bir Zen Ustasıyla karşılaşması ve Uzak Doğu mistik felsefesiyle buluşması bu yolculuğunda oldukça önemlidir. Kendini bilme yolculuğunda öğrendiklerini öğretmek, öğretirken de öğrenmek suretiyle on yıldan beri bir ZEN EĞİTMENİ olarak bilginin paylaşımına aracılık etmektedir. Bu birikimini özellikle; kaleme aldığı makalelerinde, kitaplarında, sözlü aktarımlarında görmek mümkündür. İlgili olduğu alanlar; sosyoloji, felsefe, arkaik dönem, tarihi güzel sanatlar, edebiyat, felsefe, psikoloji, medeniyetler, sanat tarihi, sembolizm ve teoloji.

İlk kitabı Kur'an-ı Kerim'in Apocrypha'sı 2010 tarihinde; ikinci kitabı İnsanlığın Apocrypha'sı 2012 tarihinde; üçüncü kitabı olan Bilinçteki Sıçramalar adlı eseri de 2013 tarihinde yayınlanmıştır. Aynı zamanda bu üç eser İngilizce olarak Amazon.com’da yurtdışındaki okuyuculara ulaşmaktadır.

Yazarın makaleleri, yazılı ve görsel medyada yayınlanmakta ve aynı zamanda yazar; televizyon ve radyo programlarına da konuk olarak katılmaktadır. Nimet Erenler Gülkökü'nün Türkçe makaleleri Kasım 2012- Eylül 2014 arasında İndigo Dergisi’nde yayınlanmıştır. 2015'in başından beri haber2e 'de ve Milleyetblog’da yayınlanmaktadır. İngilizce makaleleri ise The Wise dergisinde yayınlanmaktadır. Yazar aynı zamanda HEA kurumu tescilli Kişilik Psikolojisi Eğitimi almıştır.

Nimet Erenler Gülkökü'nün Kitapları;

KUR’AN-I KERİM’İN APOCRYPHA’SI

Dinler tarihi, dinlerin toplum üzerindeki etkileri ve bu etkilerin izleri; kulaktan dolma, eksik, çarpık ve yanlış bir şekilde yerleşerek devam etmektedir. Kadim dönemlerde dinler bilgeliği ve bilimi temsil ederken, günümüzde dinler, tam tersi bu konumundan aşağıya çekilmiştir. Bu indiriliş, Sümer Uygarlığı'nın son dönemlerinde yani yaklaşık 5-6 bin yıl önce başlatılıp, İskenderiye Kütüphanesi'nin yakılması ile devam etmiş ve en sonunda kalan parşömenler ise gömülerek bilgi ortadan kaldırılmıştır.

Geriye kalan kırıntı bilginin ise üzeri örtülmüştür. İşte, Apocrypha kelimesi de bundan dolayı literatüre girmiştir. Bu sonuç, tüm insanlığı, gelişim aşamasında
olumsuz etkileyerek 'ben'lerini güçlendirirken, insânlığa gölge düşüren bir sonuca taşımıştır. Son yüzyılda yapılan arkeolojik kazılar ve ortaya çıkarılan tarihi eserler, bunların deşifrasyonu (Sümer, Mısır, Maya ve diğer uygarlıklar) bizlere pek çok konuda gerçeği ayırt etme fırsatını da sağlamıştır. Bu anlamda acaba Kuran’da yer alan kadim bilgelik ve evrene dair bilgiler Sümer tanrılarına ait bir bilgi miydi? Bu bilgilerin deşifrasyonuyla evrenin sırları anlaşılabilir mi?

Kitap, içerik olarak ilk insanın yaratılışından Sümer tabletlerine; 2012 Maya Kehanetleri'nden Sur içerikli ayetlere; kıyametten, Foton Kuşağı'na; Âdem ile Havva'nın yasak elmayı yemesinden oruç geleneğine; cennet ve cehennemin gerçekte ne olduğuna; Kuran'da yer alan Kaf, Lam, Mim gibi özgün kelimelerin Naakal Dili'ndeki açıklamalarının yanında pek çok konu başlığını da içermektedir.

Bugüne kadar hiç değinilmemiş detayları ve bilgileri bu kitapta okuyacağınızı söylemek hiç de abartılı bir ifade olmayacaktır.

Basım tarihi: Aralık, 2010

Yayınevi: CBN Yayıncılık

İNSANLIĞIN APOCRYPHA’SI

Tanrıyı tanımak için bir adım daha atmak...

Değerli okur; Dinler tarihine yapacağımız yolculuğa ait bu ikinci kitapta; Kur'an'da da bahsi geçen Lut kavmi, Sodom ve Gomoro'nun helakı, Adem, Nuh, İbrahim, İshak, Yakup, Yusuf, Musa, Davut ve Süleyman'ın tarihsel izlerini, Yahudilerin kutsal kitabı Tora ve Müslümanların kutsal kitabı olan Kur'an ile ilişkisi üzerinden incelenerek kaleme alınmış bir çalışmadır.

Kadim bir öğreti olan okültizm, doğa ve evren yasalarını kavrama bilgisini içerir. Pekiyi tek Tanrı'lı dinlerin ortaya çıkmasının sebebi neydi? Belirgin olarak Nuh ile
başlatılan, İbrahim ile devam ettirilen ve günümüze dek gelen tek Tanrı kavramı, gerçekte insan bilincine katkı sağlayabildi mi? Yoksa bir tümden gelim yanılsamasına mı sebep oldu? Oysa bir bütünü kavramak, ancak parçaları bir araya getirmekle mümkün olabilecektir. Pekiyi bu tek Tanrı ve Tanrılar kimdi? Şayet bir Yaratıcıdan bahsediliyor ise onu kim bilebilir? Ancak O'na yolculuk yapılabilir. Bu da kavrayışla mümkündür. O halde, Yaratıcıyı ve Tanrı'yı ayırt etmek, ancak farkındalıkla mümkün olacaktır.

Tanrılar da bizim gibi ete ve kemiğe bürünmüş, bize benzemekteydiler. Onlar da bizim gibi öfkeleniyor, intikam alıyor, yiyip içiyor, dilediğini ödüllendirip dilediğini cezalandırabiliyorlardı. Kısaca onlar dünyanın Efendileriydi...

İnsan ise; bu Efendilere hizmet eden Kul'ları... Bir kısım Tanrılar, insanın ruhsal ve bedensel gelişimi için aracılık ederken; bir kısım Tanrılar ise insanı, aralarında yaptığı akitle kendine hizmet için bağladı.

İşte bu kitapla beraber; Tanrı'yı tanımak için çıktığımız yolculuğa, bir adım daha atmış olacağız...

Basım tarihi: Eylül, 2012

Yayınevi: CBN Yayıncılık


İNSAN BİLİNCİ YAŞAMIN MAESTROSUDUR...

Bu anlamda; bedenimizi yöneten beynimizi kim yönetmektedir? Bize yazılmış bir kaderi yaşamak yerine, kendimizin çizebileceği bir kaderi yaşamak hangi bilinçle mümkündür? Arketiplerin bilinçaltımızdaki etkileri nelerdir? Yaşam kalitesi için; tek boyutlu düşünce kısırlığından çıkarak, çok boyutlu düşünme şekline geçiş nedir ve nasıl olmalıdır? Rüyalar, boyutlar arası bir geçiş midir? Rüyaların, bilincimize kaçınılmaz katkıları nelerdir? Sanal sandığımız rüyalar, yoksa yaşadığımız gerçeklerimiz midir? Zihnimizin efendisi olmak ne anlama gelir?

“Uzay-Zaman-Mekân” üçlüsünde “Gerçek-Sanal” karmaşası! Kitapta; doğa ve insan arasında gelişen bilinç ve şuur olgusu, pek çok yönüyle ele alınarak derlenmiş ve “Bilinçteki sıçramalar” amaçlanmıştır.